Risk alacaktım, hemde çok büyük bir risk. Bu risk tüm gidişatı değiştirecekti. Fakat ben kararsızdım. Hayatımı kolaylaştırır mı zorlaştırır mı emin olamıyordum. Tüm dengeleri bozmak demekti şuan yapacağım şey.
Salvatore malikanesinin önünde boş boş dikilirken içeri girmekte tereddüt ediyordum.
Hani nerede senin eğlence anlayışın Elena? Hani düzeni bozmaktan korkmayacaktın?
Bu adımım hikayeyi ne denli etkileyecekti? Ah tanrım! Biraz sonra hikayenin içinden geçecektim değil mi?
Buraya kadar gelmişken kaçamayacağımı düşünerek elimi kapıya doğru kaldırdım. Bir anda açılan kapıya ve bir o kadar şaşkınlıkla kapıyı açana odaklandım.
"Neden çıplaksın Damon?"
Tanrı eğer benimle dalga geçiyorsa güzel bir eğlence anlayışı olmalı.
Kapıya yaslıyken yandan gülüşü sıkıntıyla nefes almama neden oldu.
"Duşa girecektim katılmak ister misin?"
Sakin ol Elena, o bir vampir. Onun kafasını duvara vurarak parçalayamazsın.
Hiçbir şey demeden içeri adımlamamla Damon önümü kapatarak girişimi engelledi.
"Ne yapıyorsun?"
"Stefan içerde değil."
Şimdi yüzündeki gülümseme biraz olsun dağılmıştı.
"Onu görmeye gelmedim."
"Yani bu bir evet demek mi?" Sırıtarak sorduğu soruyla onu anlamamazlıktan geldim.
"Lütfen içeride biri varsa gönder çünkü sıkıntılı bir konuşma olacak."
"Şanslısın, bugün tekim." Ardından önümü açarak geçmeme izin verdi.
Kendimi şeytanın inine giriyormuş gibi hissetmem normal mi?
***
"Imm."
Ne söyleyeceğimi bilemediğimden karşısındaki koltuğa oturmuş gergince bekliyordum.
"Ne söyleyeceğini unuttuysan hatırlamana yardımcı aktiviteler deneyebiliriz."
"Damon biraz ciddi ol."
"Eğlenceli olur diye düşündüm." Suçlu bir ifadeyle ellerini yukarı kaldırdığında sessizce iç çektim. Bir anda söylesem başım gövdemden kaç saniyede düşer onu düşünüyordum.
"Birini öldürme rekorun kaç? Süre bakımından."
"Neden merak ediyorsun? Bunu sormaya mı geldin Elena. Hızlı ol daha fazla sabredemeyeceğim."
Karşımda iyi bile sabrettiğini düşünürken alıştıra alıştıra söylemeye karar verdim.
"Ben bir şeyler öğrendim."
"Ne gibi şeyler." Karşımda yarı açık bornozla yayılarak oturmuştu. Kendine bir bardak viski koydu ve bana da teklif etti fakat reddettim. Ben içkiyi reddettim BEN!
"Bunu ayık kafayla bile toparlayamıyorum, sarhoş olursam hiç söyleyemem."
"Eğer aşk itirafı için bekliyorsan katiyen olmaz, sen biricik kardeşimin sevgilisisin yol yakınken vazgeç bu sevdadan."
Alayla sözlediği sözler daha da sinirlenmeme neden oldu. Neden biraz ciddiye alamıyordu beni?
"Yani şimdi sana burada aşkımı itiraf etsem reddedeceğini mi söylüyorsun?" Asla yapmazdı eminim. Yine de benimle uğraşmak hoşuna gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Onyx
Vampire*The Vampire Diaries kurgusudur* Kendi evreninden The Vampire Diaries evrenine ışınlanarak baş karakterin bedenine girmiş bir kız düşünün... "Deli olduğumu ya da bunların rüya olduğunu düşünmenin bir anlamı yok.En azından deliysem bile eğlenmeliyim...