Keyifli okumalar...
Yazardan
Alaric, Jeremy'nin ödevi için ona A notu vermiş ve ona bu kasabanın tarihini merak ettiğini, eğer izin verirse atalarının eski günlüğünü ondan ödünç almayı istemişti.
Planı tamamen kusursuzdu, en azında kendine göre. Bir öğrenciye yüksek not vererek onun aklına girmekten daha kolayı var mıydı?
Aldığı cevap tam da tahmin ettiği gibi oldu. Jeremy çantasından eski, deri kapaklı bir defter çıkarmış ve öğretmenine okuması için vermişti. Ardından sınıfı terk etti.
Jeremy'nin dışarı çıkmasını fırsat bilen Elena anında sınıfa daldı.
Defteri açmak üzere olan Alaric Elena'ya dönerek işini sonraya erteledi.
Merakla Elena'nın konuşmasını bekleyen öğretmene karşı Elena onun asla tahmin etmeyeceği bir şey söyledi öğretmene.
"Bana öğretin."
Pekala şaşırtıcı olan kısım bu değil. Şaşırtıcı olan kısım öğrenmeyi istediği şeydi. Karşısımdaki adamdan ona öğretmesini istedi.
Vampirlerle nasıl savaşabileceğini öğretmesini...
Öğretmen kaşlarını çatarak kıza baktığında kız üsteledi "bana vampirlerle nasıl dövüşebileceğimi öğretmenizi istiyorum." Öğretmen ceketinin içinde hazır tuttuğu kazıkla inceledi genç kızı gergince.
Onun derslerine girdiğini biliyordu, Jeremy'nin ablası olduğunu da.
"Neyden bahsettiğinizi anlayamadım Bayan Gilbert."
"Anladığınızı biliyorum. Ayrıca beni koca okulun ortasında daha da konuşturmayın lütfen."
"Çık lütfen." Dedi adam geçiştirircesine.
"Hey! Beni biraz ciddiye al tamam mı?"
Kız yaklaşarak, ellerini masanın üzerine koydu ve adama doğru eğildi.
"Ben son derece ciddiyim. Senin kim olduğunu, buraya neden geldiğini, ne yapmak istediğini biliyorum. Bu yüzden beni sinirlendirmek senin için iyi olmaz, ayrıca ceketinin içindeki kazığın kabartısını ben bile görebiliyorum."
Kızın bu laubali tavırları öğretmenin sinirini bozmuştu. Karşısındakinin bir vampir olduğunu düşünmüyordu, eğer öyle olsaydı şuan cesedinin çıkmış olması gerekirdi zaten, fakat onun amacını nereden bilebilirdi ki?
"Sessizliğinizi kabul olarak algılıyorum Bay Saltzman. Okuldan sonra Grill'e gelin ki detayları konuşabilelim." Sözlerinin ardından kız masanın üzerinden öğretmene daha da eğilerek fısıldadı.
"Eğer kaçarsanız karınızın intikamını alamazsınız değil mi?"
Öğretmen bir anda ayağa kalkarak kızın kolunu tuttu. İşte şimdi gerçekten sinirlenmişti.
"Sen kimsin de onun hakkında konuşabiliyorsun?"
Kız canı acısa da belli etmedi. Aksine küçük bir kahkaha çıktı dudaklarından.
"Ben kim miyim?" Kıkırdayarak başını eğdi önüne.
Ardından dikteşti ve koluna sarılı olan eli itti sertçe.
"Ben onun kızıyım."
Kapıya doğru adımlarken, duyduğu şey yüzünden sarsılmış olan adama son bir şey söyledi.
"Eğer detayları bilmek istiyorsan geç kalmasan iyi olur."
***
Adam içinden geçirdiği yüzlerce teoriyi zihninin derinlerine gömerek içkisini yudumladı gergince, Elena'yı beklerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Onyx
Vampiros*The Vampire Diaries kurgusudur* Kendi evreninden The Vampire Diaries evrenine ışınlanarak baş karakterin bedenine girmiş bir kız düşünün... "Deli olduğumu ya da bunların rüya olduğunu düşünmenin bir anlamı yok.En azından deliysem bile eğlenmeliyim...