16. Bölüm (Benim manzaram sensin.)

0 0 0
                                    

"Hadi çok az kaldı , ver elini bana."

Duvara boyu sayesinde çok rahat çıkmıştı. Ben ise ayaklarıma koyacak bir şeyler arıyordum. Burası binanın yıkılmış çatı katından bir kısmıydı. İçeride yağmurdan dolayı yıpranmış bir sürü eşya bulunuyordu. Aniden gözlerimi kapatmasıyla sendelesemde düşmeme engel oldu.

"Orası manzarayı kapatan bir çöplükten başka bir şey değil. Bir de şuranın güzelliğine bak!"

Arkaya doğru döndürüp gözlerimi açtığında karşımda gördüğüm manzaraya şok olmuştum. Şehir ayaklarımın altındaydı sanki !
Gökyüzü kızıl ve mavi karışımı olmuştu. Güneş bize veda ediyor gibi son ışıklarını saçıyordu.

"Barış burası çok güzel!"

"Öyledir."

Arkamı döndüğümde ona karşı , bana bakıyordu. Gülümsemesini yüzüne yerleştirmiş güneşin son ışıklarını yüzünde tutuyordu resmen. Bana yaklaşıp ellerimi tuttu. Fısıldayarak

"Ama benim manzaram sensin"

...

Buket'den

"Of Bora cidden seni anlamıyorum yada sen beni!"

"Ben gostericem onlara. Beyfendi yarışlara hazırlanmadı. Öbürü de acemi zaten. Bu sefer bizde Buket. Bu sefer bizde"

Kendinden emin bir şekilde kafasını salladı. Bir yandanda gözüne koyduğum buzdan dolayı küçük çocuk gibi sızlanıyordu.

"Bora sana güvenebilirmiyim?"

"Anlat Buket bak çıldırmak üzereyim."

"Bak barış uzun süre önce psikolojik tedavi görüyordu. Bir takım ilaçlar falan kullanıyordu. Bırakalı 3-4 ay geçti. Ece geldikten sonra tedavisi daha iyi yanıt aldı. Normalde buranın başına geçicekti. Ama dediğim gibi hastaydı ve fırsattan istifade Niyazi başına geçti."

"Buket bunların senle alakası ne?"

"Bak ilaçlar bana veriliyordu bende Barış'a götürüyordum. Şuanda ortada çıkan dedikodudan bizi sorumlu tutuyor Niyazi artık kim gördüyse ilaçları? Barış'ı tehdit ediyor. İlaçları onun kullandığını heryerde yaymakla..."

"Yaysın eline ne geçebilirki! Saçma sapan o adamın pis oyunlarına kendinizi kaptırıyorsunuz."

"Bora cidden anlamıyorsun!"

"Asıl sen anlamıyorsun Buket! Bak güzelim! İnsanların sizin hakkınızda neler konuştuğunu bildiğin halde buna müsade ediyorsun üstelik bir çıkarın yokken! Akıllı düşün. Akıllıca..."

Sandalyeden kalkıp odadan sakince ayrıldı. Bir yandan haklıydı bir yandan haksız! Destek olabilirdi mesela üstesinden gelir çıkardık. Ama o kaçmayı tercih etti edicekte her zamanki gibi.

Bunu yaptığım için pişmanım. Beni belki anlar zannettim. Ama o yine burnunun dikine gitti. Şimdi tek sorun ise bunu Barış'a nasıl söyleyecektim? İşler git gide karmaşık hal alırken kendimi toparlamak zor oluyordu. Ne çeşit bir imtihandı bu? Kazanabilecekmiydik bilmiyorum...

...
Ece'den

Buse olanlardan keyif alır gibiydi. Sürekli sinirlerimi bozmak için gelir ağzının payını alırdı. Bazı noktalarda haklıydı morelimi alt üst ederdi ama dik durmaya alışmış gibiydim. En güzelide küçücük deliklerden kocaman manzaraya bakmaya çalışmaktı. Zorlukların üstesinden gelebilmek.

3 İLERİ 1 GERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin