Evdeki sessizlik çok garibime gitmişti.
Uyandığım ilk anda gözlerimi açmadan önce evi dinlemiştim ve kulağıma hiçbir tıkırtı ulaşmadığında gözlerim otomatik olarak açılmıştı. Gözlerim açıldığında ise gördüğüm boşluk, yorganımı çeneme kadar çekmeme neden olmuştu.
Yalnız hissetmiştim bir anda. Ama biraz durup düşündüğümde zaten uzun bir süredir ne kadar yalnız hissettiğimi hatırlayarak kendi kendime destek olmaya çalışmıştım.
Tam da o sırada duyduğum küçük ama hızlı adım sesleri irkilmeme neden olmuştu. Ani bir hareketle başımı kapıya doğru çevirdiğimde aralık olan oda kapımın arasından giren küçük tüy yumağı yalnızlık hissiyle hızlanan kalbimi sakinleştirebilmeyi başarmıştı.
Taehyung ve Tannie, dün gece bende kalmıştı.
Yeontan yanıma kadar gelip yüksek yatağıma çıkamadığı için havlamaya başladığında dudaklarım kıvrılırken yavaşta oturur pozisyona gelmiştim ki tekrardan duymaya başladığım adım sesleri ve Taehyung'un oflayışları gülüşümün genişlemesine yol açmıştı.
Evimde ilk defa kalıyordu, onunla doğru düzgün bir arkadaşlık ilişkim bile yoktu ama neden bu kadar sıcak ve tanıdık hissettiriyordu?
"Oğlum, havlama. Uyandıracaksın- oh, uyandırmışsın bile"
Taehyung odama girmeden ve beni oturur pozisyonda kapıda dikilmeden önce sessizce Yeontan'a seslenmeye çalışıyordu fakat beni fark ettiğinde ses tonunu kısık tutmaya çalışmayı bırakmış ve iç geçirerek saçlarını karıştırmıştı iyice.
"Çok üzgünüm" demişti mahçup bir şekilde. "Yabancıladığı için alışmaya çalışıyor sadece"
"Sorun değil, ben öncesinde uyanmıştım zaten" diye mırıldanarak havlamaya devam eden tatlı köpeği yatağımdan hafifçe sarkıp kavramış ve onu dikkatlice tutarak tekrardan oturur pozisyona gelmiştim.
"Günaydın"
Yüzümde açmasını engelleyemediğim gülüşümle birlikte Yeontan'a sarılıp onu severken mırıldandığımda Taehyung da gülümseyerek kapı pervazıma yaslanmıştı yavaşça.
"Günaydın"
"İçeri girebilirsin, sorun değil" diyerek bakışlarımı ona çevirdiğimde bir an duraksasa da dediğimi yaparak girmiş ve yatağımın bir ucuna oturarak bizi izlemeye başlamıştı.
"Seni gerçekten sevdi" demişti gülümseyerek. "Normalde herkese karşı bu kadar sakin ve uyumlu değil"
"Köpekler duyguları hissedebiliyorlar diye duymuştum, belki de üzüntümü gidermek için bana yardımcı olmaya çalışıyordur?"
"Ya da ikinci babası olmanı istediği için sana sevimli sevimli davranıp kalbini kazanmaya çalışıyor olabilir?"
Tek kaşını kaldırarak konuştuğunda küçük bir kıkırtıyla birlikte Yeontan'a sarılıp ikimizin de yatağıma yatmasını sağladığımda beni reddetmeyerek kolumun üzerine kurulmuştu sessizce. Yumuşacık tüylerini okşamaya devam ettiğim sırada bakışlarımı kısa bir anlığına Taehyung'a çevirmiştim.
"Tamam, babası olurum ama bazı şartlarım var" demiştim bilmiş bilmiş dudaklarımı büzerek. Taehyung gülmüş ve devam etmemi istercesine başını sallamıştı. "Başka kimseyle bu kadar uyumlu olmamalı ve en çok beni sevmeli"
"En çok kimi sevdiğini bilmem de herkesle uyum sağlayamadığı için makul bir istek bu. O yüzden kabul ediyoruz" demiş ve yanımıza doğru uzanıp Yeontan'ı öptükten sonra tekrardan geri çekilirken eklemişti. "Tannie, ikinci babana günaydın öpücüğü ver hemen"
