29: Final; Tencere-Kapak

5.6K 658 327
                                    

Konuşmalar yapılmış, imzalar atılmıştı.

Biraz gerçek dışı geliyordu açıkçası her şey. Taehyung'la beraber çalışacak oluşum beni en baştaki halimizi düşünmeye itiyordu. Düşündükçe de hayret ediyordum. Çünkü herkesin de bildiği ve hatırladığı gibi, Taehyung benim hayatımı kaydırmak isteyen şirkette çalışıyordu. Hatta beni uzunca bir süre takip ederek hakkımda karalama amaçlı haberler de çıkartmıştı.

Taehyung'un hayatıma girişinin o zamanlarda hissettiğim duygusal boşluğumla çok fazla ilgisi vardı. Jaehyun'la olan toksik ilişkimin beni oldukça yıprattığı, sevgiye aç olduğum bir dönemde bilerek ve isteyerek bana yaklaşan Taehyung, beklediğim sevgiyi ve ilgiyi bana göstererek çok kısa bir sürede aklımı çelebilmiş, kalbime de girebilmişti. Onun kim olduğunu bilmeden geçirdiğim, ona sebepsizce güvenerek itiraf etmesem de içten içe bağlandığım günlerin ardından nerede çalıştığını, kim olduğunu öğrendiğimde hayatımda yaşadığım en büyük şoklardan birini yaşamıştım. Tabii bir de gerçek bir hayal kırıklığı. Hatta öyle kötü hissetmiştim ki kendimi, her şeyi unutup Jaehyun'la işleri tekrardan yoluna sokmak istemiştim fakat bu sefer de onun tarafından aldatılmış, yine sadece güvendiğimle kalmıştım.

Ben gerçekten hayatıma giren herkesin kötülüğünü görmüştüm. Hayatıma girip de beni hayal kırıklığına uğratmayan tek bir insan bile olmamıştı. Bunu söylemeyi elbette istemezdim fakat Taehyung da bu kişilere dahildi.

Elbette şimdi, şükür ki, işler çok farklıydı. Taehyung pes etmeden beni kovalamaya devam edince her seferinde kazık yesem de yine aynı hatayı yaparak ona güvenmeyi seçmiştim yine. Neyse ki o günden şu ana kadar hala bir hayal kırıklığı yaşama durumu olmamıştı.

Ama biliyordum, Taehyung da benim kadar ya da değil, seviye karşılaştırması yapamazdım çünkü konumlarımız ve yaşadıklarımız farklıydı, yeterince acı çekmiş ve zorlamıştı. Gerçekten de onun için de kolay olmamıştı buralara gelmek. Benim güvenimi kazanmaya çalışırken tüm kariyerini çöpe atmış, hayatını en baştan kurmuştu. Bir cümleyle ifade edebilsem de elbette bu kadar kolay değildi, öyle ki sadece benim gözümün önünde yaşadıkları için bir kitap yazılabilirdi ki bu durumun bir de benim görmediğim, onun iç dünyasında gerçekleşen bir tarafı da vardı.

Zorlanmıştık yani. İkimiz de buraya gelene kadar çok zorlanmıştık fakat buradaki en önemli nokta zorlanmak ya da buraya gelmek değildi. Tüm yaşadıklarımız için evet tüm her şeye değdi, diyebilmemizdi. Çünkü geriye dönüp baktığımızda zorlandığımız anların boşa gittiğini  fark etmek sanırım o yaşadıklarımızdan daha ağır ve kötü hissettirirdi.

Neyse ki böyle bir problemimiz yoktu. Ben öyle güzel hissediyordum ki, Taehyung'a olan hislerim beni bile mutlu ediyordu ki eğer bir gün aramızdaki bu şey bitse de bir zamanlar böyle güzel hissettiğimi hatırlamak bile pişman olmamam, hala her şeye değdiğini düşünmem için yeterliydi.

Taehyung benim yanımda olduğundan beri her zaman benim en iyi yanlarımı ortaya çıkartmama destek olmuştu. Onu mutsuz edecek bile olsa her zaman beni desteklemişti ki buna en büyük ve net olan örnek, daha geçen haftalarda finalini çektiğim eşcinsellik temalı diziydi.

Şimdi de aynısını yaşıyordum.

İmzalar atıldığından beri Taehyung benim podyumun en iyisi olmam için çok çalışıyordu. Özel tasarım giysiler ve ayakkabılar, kullanacağım saç stili, yapılacak olan makyaj ve kullanacağım aksesuarlar, takılar üzerinde ayrı ayrı ince ince düşünmüş, podyumda kusursuz bir yürüyüş gerçekleştirmem adına benimle onlarca kez pratik yapmıştı. Sadece podyumda da değil, evdeyken bile bir anda kalk hadi, yürü bakalım diyerek beni zorla da olsa kaldırmış ve yürütmüştü.

Louis Vuitton: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin