× Cinsel içerik bulunur.
İyi okumalar 🌼
___Çekimin sonraki günleri ilk günden daha güzel geçmişti. Wooyoung'la arkadaş olmuştuk. Birbirimize kolayca uyum sağlayabilmiştik. Dolayısıyla artık daha çok eğleniyorduk çekimlerde ve daha çabuk geçiyordu zaman. Ayrıca ilk günkü kadar da yorulmuyordum. Güzel ilerlediğimizi düşünüyordum. Elbette mükemmel değildim ama her gün kendimi daha da geliştirdiğimi hissedebiliyordum. İkinci haftayı geride bıraktığımıza göre de oldukça alışmış ve rolüme adapte olabilmiştim.
Taehyung görüşmeye gittiği şirkette çalışmaya başlamıştı. Buna gerçekten sevinmiştim ilk başta, çünkü durumlar yüzünden birçok iş görüşmesi olumsuz sonuçlanmıştı. Fakat iş yerinde onu rahatsız eden bir şeyler olduğunu düşünmeye başladığımdan beri çok da mutlu değildim bu konuda. Sabahları hiç istemeyerek gidiyordu işe, akşamları ise gereğinden fazla yorgun dönüyordu. Onunla konuşmak istiyordum fakat işinden ne zaman bahsetsem hemen konuyu kapatıyordu.
Az önce de aynı şeyi yaşamıştık.
Çekimlerin ardından eve gittiğimde pek yorgun hissetmediğim için Taehyung'la belki dışarıya çıkarız diye düşünmüştüm ama Taehyung'a geldiğimden beri Taehyung öylece dizimde yatarak televizyon izlemekten başka bir şey yapmamıştı.
"Taehyung?"
"Efendim?"
Sesi bile yorgundu. Nasıl endişelenmezdim?
"Bana hiç iş ortamından bahsetmedin. Merak ediyorum"
"Merak edilecek bir şey yok ki? Normal bir tasarım şirketinde masa başı bir iş"
"Pozisyonundan bahsetmiyorum. İnsanlardan bahsediyorum. Nasıl insanlar var? Sana nasıl davranıyorlar? Kızlar asılıyor mu falan?"
"Hayır, öyle bir şeye izin vermiyorum merak etme" demişti bakışlarını bana çevirerek. Gülümsemişti hafifçe. Ben de yanağını sevmeye başlamıştım hemen.
"Orada mutlu değilmişsin gibi hissediyorum" demiştim sessizce. "Gerçekten mutlu musun?"
"Bazen mutluluktan daha önemli şeyler oluyor" demişti gülümsemeye devam ederken. "Prestijli bir şirkette çalışabilmem mutlu olmamdan daha önemli mesela. Zaten gün sonunda seninleyken yeterince mutlu oluyorum. İş yerinde mutlu olmasam da olur"
"Sana kötü mü davranıyorlar?"
"Bunları konuşmamıza gerek yok Jungkook-"
"Hayır. Bilmek istiyorum. Bana dürüst ol"
Kaşlarımı çatarak sözünü kestiğimde Taehyung yavaşça gözlerini kırpmış ve ardından iç geçirmişti.
"Bana kötü davranmıyorlar. Sadece güvenmiyorlar. Bir şey de diyemiyorum, yaptığım şey şirketime ihanetti. Kendilerince haklılar-"
"Haklı falan değiller" demiştim hemen yükselerek. "Güvenmiyorlarsa neden işe alıyorlar? Ayrıca sadece güvenmedikleri için her gün bu kadar modunun düşmesi ve yorulman mümkün değil Taehyung. Bana her şeyi anlatmanı istiyorum. Parçaları değil"
"Ne duymak istiyorsun bilmiyorum Jungkook ama durum bu" demişti kaşlarını kaldırarak. "Yerlerinde olsam ben de bana güvenmezdim. Çünkü bir kez yapan bir daha yapar. Sadece güvenlerini kazanana kadar bazı şeylere göz yummam gerekiyor"
"Gerekmiyor. Ayrıca herkes ikinci bir şansı hak eder. Hemen insanları etiketleyemeyiz"
"Herkes senin gibi düşünmüyor bebeğim" diyerek dizlerimden kalktığımda kaşlarımı üzgünce çatarak ona döndürmüştüm bedenimi.