8: Güvenmek

7.8K 1.1K 519
                                    

Eve gelmiştik.

Taehyung o sözlerinden sonra hiçbir şey söylememişti. İçimde bir şeyler beni kemirirken sessizce eve gelmiştik ve şimdi içeriye girmiş, üzerimizdeki montları çıkartıyorduk.

Taehyung rahat davranıyordu. Jaehyun evde yoktu fakat geçenki gibi fotoğrafımızı çekebilecek birileri olabilirdi etrafta fakat onun umrumda değil gibiydi.

"Nerede oturacağız?"

"Salona geçebilirsin" diye mırıldanıp elindeki poşeti aldığımda Taehyung onaylayan mırıltılar çıkartıp salona geçmişti. Ben de onun dondurmasını dolaba koyarak kendi aldığımdan ikimize de birer kase koymuş ve salona dönmüştüm.

"Benimkinden de koyabilirdin" diye mırıldanarak ona uzattığım kaseyi aldığında ayakta durmaya devam ederken konuşmuştum.

"Hemen getirebilirim sana?"

"Sen istemiyor musun? Senin için farklı aromalar almıştım"

Başka bir anda, başka bir durumda olsaydık muhtemelen bana kelebekleri yemişim hissiyatı verecek tatlı bir hareketti bu ama şu anda sadece gerginlik hissedebiliyordum.

"Teşekkür ederim, ben sadece bunu yiyebiliyorum"

"Pekala, otur o zaman. Bana getirmene gerek yok" dediğinde sessiz kalarak karşısına oturmuştum. Bacaklarımı kendime çekerek koltukta rahat bir şekilde oturmaya başladığımda gözlerim perdelere takılmıştı. Açıktı. İçim rahat etmeyeceği için kalkıp perdeleri bir bir kapattıktan sonra eski pozisyonuma geçmiş ve bakışlarımı Taehyunga çevirmiştim.

"Evet" demiştim. "Seni dinliyorum"

Taehyung bir süre sessiz kalmış, sadece gözlerime bakmıştı. Sonrasında ise derin bir nefes alıp vermiş, masanın üzerinde duran telefonunu eline alarak bir şeylere bakmaya başlamıştı. Bana bir şey göstereceğini anladığım için sessizce dondurmamı kaşıklamaya devam etmiştim.

"Şimdi sana göstereceğim şeyler aslında ciddi anlamda özel şeyler. Yaptığım şey hainlik sayılabilir ama umrumda değil. Ben sadece bana güvenmeni istiyorum. Zaten ben sana güveniyorum, bu bilgileri benden önce kimseye aktarmayacağını biliyor ve sana güveniyorum"

Sözleri emin olmak ister gibi değildi, gayet kendinden emindi. Nasıl bu kadar emin olabiliyordu? Ayrıca özel şey de neydi?

"Pekala. Bekliyorum"

"Tamam, göstereceğim. Ama lütfen ani bir tepki verme. Her şeyi sonuna kadar dinlemeni istiyorum"

Başımı onaylar anlamda sallayarak bakışlarımı telefonuna çevirdiğimde o da yerinden kalkmış ve yanıma gelerek hemen yanımda yere çömelmişti. Telefonunu bana verdiğinde ise mesajlaşma uygulamasının açık olduğunu ve birçok okunmayan mesajın yanında hepsinin okunduğu grupların/kişilerin olduğunu görmüştüm. Dikkatimi çeken ise en başa sabitli olan grubun ismi olmuştu.

JJK-Bilgi

Tamam. Sanırım gerçekten şu anda hainlik yapıyordu. Benim hakkımdaki bilgilerin toplanıp tartışıldığı gruptaki mesajları mı okuyacaktım şimdi?

"En baştakine tıkla" demişti sessizce. O da izliyordu ekranı. Kontrol bendeydi ama o da beni kontrol ediyordu.

Dediğini yaptığımda en sonda atılan mesajın Taehyung'a ait olduğunu fark etmiştim. Tam olarak şöyle yazıyordu: 'Sadece bir gün daha bekleyin.' Görüldü atmışlardı. Neyi beklemelerini istemişti ki?

Taehyung parmaklarını ekrana bastırarak mesajların belli bir kısmına kadar çıktığında kaşlarımı çatarak onu izliyordum. Fazlaca konuşma olmuştu, bir yerde durduğunda ise konuşmayı başlatan kişinin fotoğraf attığını görmüştüm. Ama fotoğraflar bulanıktı. Üzerine tıklamadan netleşmiyordu. Netleştirmek için basacaktım ki Taehyung beni durdurmuştu. Bakışlarımı ona çevirdiğimde ise yüzünde üzgün ve mahçup bir ifade görmüştüm.

Louis Vuitton: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin