17: Yol

8K 957 356
                                        

Dudaklarımdaki his geçmek bilmiyordu.

Liseli aşıklar gibi sürekli dudaklarıma dokunmak istiyordum ama kendimi tutuyordum. Tabii bunun yerine dudaklarımı sürekli birbirine bastırıyordum ama olsun. Bu durumdan zararlı çıkan tek kişi makyözümdü. Çünkü iki dakikada bir dudaklarıma sürdüğü parlatıcıyı yenilemek zorunda kalıyordu.

Evet, şu anda işteydim. Bir dergi için çekim yapıyordum. Taehyung'u kucağındayken öpmüştüm ve sonrasında heyecanımı bastırmaya çalışarak ona veda etmiş, tıpış tıpış çekime gelmiştim.

Ama ne içimdeki heyecan ne de dudaklarımdaki o yumuşak baskı hissi geçmiyordu.

"Biraz su alabilir miyim?"

Dilim damağım kuruduğu için mola isteyerek su istediğimde yardımcılarımdan biri bana şu getirmişti hemen. Yavaşça birkaç yudum aldığım sırada bana doğru gelen patrona dikmiştim gözlerimi.

"Bakışların bulanık" demişti karşımda durup ellerini ceplerine sokarak. "Kafan dağınık, zor bir süreçten geçiyorsun anlıyorum ama işe geleceğim diye ısrar edeceksen odaklanmış bir şekilde gelmelisin"

"Merak etmeyin, ben o zorlu süreci çoktan atlattım. Jaehyun'dan ayrılmam ya da aldatılmış olmam beni etkilemiyor şu anda. Sadece dün gece biraz geç yattım, bu yüzden uykumu alamadım ve biraz yorgun hissediyorum, hepsi bu"

Normalde açıklama yapmazdım ama her duraksamamı Jaehyun'a yormalarından sıkılmıştım. Ondan kopamadığımı, onu unutamadığımı zannetmelerini istemiyordum.

"Biraz toparlan ve bu işi hemen bitirelim, sen de rahatla biz de rahatlayalım. Tamam mı?"

Bir şey söylemeden başımı onaylar anlamda sallayarak suyu geri verdiğimde herkes eski yerlerini almıştı. Ben de kameranın karşısındaki yerimi alarak bakışlarımın netleşmesi için çabalayarak poz vermeye devam etmiştim.

Yaklaşık beş saatin ardından çekimi tamamladığımızda hemen üzerimdeki rahatsız kıyafetlerden kurtulmuş, makyajımı kabaca çıkartmaya başlamıştım ki kapıma tıklatılmıştı.

"Jungkook? Müsait misin?"

"Evet, girebilirsin"

Menajerim odaya girdiğinde yayıldığım yerde hareket etmeden öylece durmuştum.

"Bir iş teklifi var" demişti karşımda durup bana bakmaya başladığı sırada.

"Hangi dergi?"

"Dergi değil. Bu sefer bir diziden rol teklifi geldi"

Oh, rol mü? Uzun zamandır oyunculuk yapmıyordum. Oyunculuk eğitimi almıştım fakat modellik kariyerim her zaman daha baskın olmuştu, küçük roller dışında bir çalışmada yer almamıştım.

"Nasıl bir dizi?"

"Bir aşk dizisi. Başrol olmanı istiyorlar. Eşcinsel bir aşk tabii bu" Şaşırmamıştım açıkçası. "Detayları konuşmak için yarın şirkete gelecekler, ben sadece sana önceden söylemek istedim, aniden duyunca şaşırma diye. Düşünürsün bunu. Değişiklik sana da iyi gelebilir"

"Tamam hyung, düşüneceğim. Karar vermek için detayları da duymam gerek ama kabaca bir düşüneceğim"

"Tamam o zaman, araban hazır. Hazır olunca inersin. Ben şirkete gidiyorum, yarın görüşürüz."

"Görüşürüz"

Namjoon hyung odadan çıktığında göz makyajımı silmeyi bitirip cildimi de kabaca temizledikten sonra eşyalarımı toplayarak odadan çıkmıştım. Gördüğüm kişilere selam vere vere asansöre doğru ilerleyerek düğmeye bastığımda biraz beklemem gerekmişti. Ama bu bekleyişim uzun sürmediği gibi kapı açılınca karşıma çıkan yüzle birlikte şaşıp kalmıştım.

Louis Vuitton: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin