•Madem mutluluk için yanımızda birinin olmasına ihtiyaç duyuyoruz, o zaman bende birini bulurum.
•
Siz:
O gece gideceğini biliyordum ama neden öyle konuştun?Neden zaman istedin?
Yazma dedin ama kendimi yiyip bitireceğim...
Cidden! Sadece laf olsun diye mi söyledin o son cümlelerini?
Lisa:
Sadece biraz daha zaman ver bana Jeon|Kendimi sana affettireceğim...
Siz:
Ne için zaman istiyorsun?Neden zaman istediğini bilmeden sana zaman veremem.
Lisa:
Ne yapsam beni affedersin?Daha doğrusu ne yapsam bana olan nefretin azalır?
Beni tamamiyle affetmeyeceğini biliyorum...
Siz:
NeNeden
Niye kendini affettirmeye çalışasın ki?
Yedi yıl boyunca yüzüme dahi bakmayan sen, gerçekler ortaya çıktığı için beni tekrar mı sever oldun?
Ne o, vicdanını dindirmek için mi af dileyeceksin?
Lisa:
Vicdan mı?Çok geç gelen pişmanlık hissi ne demek biliyor musun? Vicdan değil. Tabii, sana burda kendimi acındırıyor gibi görünürüm belki ama sevdiğim insana acıyıp vicdanımı rahatlatmak için af dileyecek değilim.
Yani eskiden sevdiğim insanı.
Siz:
Kendin diyorsun işte.Eskiden sevdiğin bir insana vicdan yapabilirsin. Hatta sevdiğine bile yapabilirsin. Anlaşılan benim için vicdanın daha üst seviyelere çıktı ve artık rüyalarına giriyor hm?
Lisa:
Sen bana bencil diyorsun ya
Asıl bencil sensin!Sana tek inanmayan benmişim gibi davranmanın sebebi ne?
Başkalarından çıkaramadığın acıyı en azından benden çıkararak mı rahatlamaya çalışıyorsun?
Hah, eğer çok istersen eski müdürümüze gidip gerçekleri yüzüne vurabilirsin. Burada tek suçlu ben değilim ve hikayelerdeki iyi kız olupta tüm suçu üstlenmeyeceğim.
Siz:
Sen zaten iyi bir kız değilsin ama iyi bir oyuncusun.
İstersen her rolü üstlenebilirsin.Ayrıca burada asıl acınası ben değilim, sensin. Beni terk ettikten sonra yedi yıl aklına dahi gelmedim ama şimdi benden af dilemek için zaman istiyorsun. Kusura bakma, ben bu hayatımda yedi yılımı zaten kaybettim ama artık beş saniye kaybetmeye bile tahammülüm yok!
Asıl senin için zaman kaybetmeye hiç dayanacak gücüm yok!
Lisa:
Zamanını aldığım için özür dilerim.Kendimi affettirme çabası göstereceğim. İster beni affet ister affetme. Daha sonra da hayatından çekip gideceğim.
|Bensiz daha mutlu olacağına eminim. Planlarımı sonraki hayatıma saklasam iyi olur...
Lisa çevrimdışı
•
Ağır mı konuşmuştum?
Hayır hayır. Söylemem gereken şeylerdi bunlar... yıllardır kusmak istediğim sözlerdi.
Lisa haklıydı. Ona olan aşkım nefretimi kapatmıştı. Ama şimdi küçük bir atışmada bile hayal kırıklıkları ile dolu olan geçmişim aklıma geliyor ve herkese olan nefretimi Lisa'ya patlatarak rahatlamaya çalışıyordum. Hayır, kötü bir şey yapmamıştım. Sadece gerçekleri söyledim ve yıllardır içimde tuttuklarımın küçük bir bölümünü söylemiştim. En azından şimdilik...
Lisa'nın bahsettiği eski lisemdeki okul müdürü zaten çoktan bir ihtiyar olup ölmüştü. Bu Dünya'da kalan tek şey külleriydi. Hayatımda en nefret ettiğim kişiler arasında ilk onda olan kişi ölmüştü. Hemde ben gerçekleri onun yüzüne vuramadan...
Cidden içimde kalan ve yapamadığım birçok şey vardı... Her şey yavaş yavaş düzene giriyor olsa bile illa ki düzene giremeyecek olan bir zaman kaybım vardı hayatımda. Sadece iki kelimeden oluşan ama benim her gece sessiz ağlayışlarımı anı ettiğim o iki kelime 'yedi yıl...'
Her şeyi sessizce halledip okumak için yıllar önce hayalini kurduğum üniversiteye tek başıma dıştan gidecektim. Başvuru yapmıştım. Üzerimdeki o "hileci" damgası kalkıyordu. Woojin artık benim eski yerimi almıştı. İşsiz ve hilecinin önde gideni artık ben değil oydu.
Yedi yıl boyunca beni tek terk etmeyen ailem her zamanki gibi yine yanımdalardı. Lise diplomamı geçte olsa almıştım. Üniversiteyi dıştan okurken çalışmak için iş bulmuştum.
Yedi yılın bana verdiği tek kazanç; her şeyimi kaybetsem bile asla bir kere bile sigaraya dokunmayışım olmuştu. Eğer dokunsaydım, elli yaşındaki amcalar gibi saniyesinde nefesim tükenirdi...
Ve bu meslek hayatım için hiç iyi olmazdı.
Artık kaybettiğim her şeyi neredeyse almıştım.
Lisa'yı da eskiden kaybetmiştim. Ama artık onu kazanmam için bir sebep yoktu. Onun için kılımı dahi kıpırdatmak için bir sebebim yoktu. Ona aşıktım ama bunu gizleyebilirdim. Yoluma bakıp yeni insanlarla tanışabilirdim. Artık acı çeken taraf ben değil o olabilirdi. Sorun şu ki, ben onun acı çekmesine dayanabilir miydim?
Hayır... benim yüzümden acı çekmesine değil, herhangi bir şey ile alakalı bile acı çekmesine dayanamazdım. Ama ondan uzak durabilirdim. Sadece beni izlemesini sağlayabilirdim.
Onun eskiden dediği gibi biz artık bittiysek, oyunu tekrar başlatmak için uğraşabilirdim. Ama uğraşmaya değmezdi. Artık umut yoktu. Lalisa Taehyung ile mutluyken onlara dokunacak kadar kötü biri değildim. Ama kendim için yeni bir mutluluk bularak, onlar gibi bende belki mutlu olabilirdim.
Belki de annemin bahsettiği kız adayları için artık yolumu açmalıydım. Geç bile kalmıştım...
****
Bir bölümde de Jungkook'un içini görmenizi istedim. Bu bölüm belki sizi daha çok fikir sahibi yapar.
Artık yorum sınırı koyacağım:)
20 yorum.
Oy sayısına göre o kadar az yorum istedim ki. Herkes bir yorum atsa sınır dolar...
Yorumlar paralı değil, lütfen kendinizi belli edin💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
livre d'égoïsme
Fanfiction"Ben sana böyle mi öğrettim? Sil o göz yaşlarını." 7 yıl önce bir hile olayı yüzünden ayrılan çift, Jeongguk'un mesajı ile yeniden bir araya gelir. Ancak, Lalisa çoktan evlenmiştir. bencilliğin kitabı, liskook by kimflaess