XXVIII - Şampanya

566 58 4
                                    



Abartma sanatı


"Bunun burada ne işi var?" Rose gözleriyle Jungkook'u işaret ederek konuştuğunda, aynı şekilde Jisoo'da araya girmişti "Sürpriz bu muydu?" Cümlelerine karşı gözlerimi devirirken kızlara doğru fısıldadım "Henüz olayları bilmiyorsunuz. Susun..."

Jisoo ile Rose ortama derin bir oflama bıraktıktan sonra Jennie ise oturduğumuz kafenin camından geçen arabaları izlemekle meşguldü. Geldiğinden beri hiç şaşırmış gibi durmuyordu. Sanki olacakları biliyor gibi bir hali vardı.

Gözlerimi Jennie'den çektikten sonra karşımızda yan yana oturan Bam ile Jungkook ikilisine baktım. Jungkook bana bakarak gülümsüyor, biraz önce kızların söylediği şeyleri duymamazlıktan geliyordu. Bambam ise ona baktığımı gördüğünde hızla öksürerek konuşmaya başladı "Ahahah, ne güzel liseliler buluşması öyle değil mi?" Bambam'ın lafının ardından ortamda birkaç saniye sessizlik oluştuğunda, araya dakikalardır hiç ağzını açmayan Jennie girdi "Bambam, henüz seninle iki gün önce görüştük. Lisa ile de yazıştık. Bence liseliler görüşmesine hiç benzemiyor şu anki halimiz. Öyle değil mi?" Diğer kızlarda Jennie'ye onaylar mırıltılar çıkardıklarında hızla araya girdim "Şey, siparişleri mi versek?" Cümlemden sonra dakikalardır ağzını açmayıp beni izleyen Jungkook araya girdi "Güzel bir şampanya patlatalım!"

"Pardon da, neyi kutluyoruz?" Rose, Jungkook'u terslercesine konuştuğunda, hemen dudaklarımı aralayıp Rose'ye döndüm "O konuyu konuşana kadar bize ayak uydurun. Her şeyi anlatacağız" hafifçe gülümsediğimde, Jisoo sorar gözlerini üzerimden çekmeden bana yönelik konuştu "Anlatacağız? Kimler biliyor ki?" Jisoo'nun cümlesi üzerine Bambam hızla gereksiz bir kahkaha daha bıraktı ortama "Ahahah, ilahi arkadaşlarım. Acıkmadınız mı? Ben çok acıktım!" Fazla stresli olan ortamda bende Bambam'a katılıp kıkırdadım "Tabii, ne yesek acaba?"

Bambam ve ben üçüncü kişi gözünden kesinlikle sevgilisinden yeni ayrılan arkadaşımıza moral vermeye çalışan iki vefalı arkadaş gibi duruyorduk.

Garsona dönerek kafamı salladığımda, hızla masamıza yönelip elindeki menüleri hepimize teker teker dağıttı. Ardından Jisoo cevaplanmamış sorusunun üzerine gitmeyerek menüyü eline aldı.

Hepimiz menülere baktığımızda, Rose menüyü eline almayarak masayı boş boş izlerken duyabileceğimiz derecede konuştu "Bambam ne alırsa banada aynısından verin. Yemek zevki güzel onun" Bambam hızla gururlanarak elindeki menüyü dikkatle incelemeye başkadı ve incelerken cevap vermeyide unutmadı "Eee ne demişler... Bambam'ın olmadığı yere yemek girmezmiş." Bambam'a dönerek gözlerimi belerttim. Bizim dilimizde "abartma" manasın gelen işaretimden sonra hafifçe öksürüp menüsüne geri döndü. Ardından ortamda tekrar sessizlik oldu.

****

Yemeklerimiz çoktan gelmiş ve Bambam ile Chae başlamıştı bile. Sanırım artık konuşmanın zamanı gelmişti hatta geçiyordu çünkü kızların stresli oflamaları şimdiden sıkıldıklarının göstergesiydi. Sakince bir nefes vererek konuya hızla girdim "Tae ile biz ayrıldık."

Rose biraz önce çiğnediği yemek parçasını tam yutacağı sırada sesli bir şekilde öksürmeye başlarken, Jennie hızla Rose'nin sırtına doğru vurmaya başladı. Jisoo oynadığı yemek çubuklarını ani cümlemle yere düşürürken Bambam Rose'ye telaşlanıp hararetle bir şeyler mırıldanmaya başladı. Jungkook ise olanları üçüncü kişi gözünden anlam vermeye çalışarak izlerken benim tek amacım tepkilerini inceleyip olayın devamında neler olabileceğini analiz etmekti.

"Su, su verin." Bambam kendi cümlesinden sonra su uzatırken, kendi dediği şeyi yapan biri olarak diğerlerini uğraştırmamıştı. Rose sağ eliyle göğsüne vururken, Jisoo açık gözleriyle ve kapalı olarak sıkıca tuttuğu ağzıyla sadece bana odaklanmış bakıyordu. Devre dışı olmuş gibiydi. Açıkçası tepkileri biraz fazla gelsede abartan arkadaşlarım olduğu gerçeği beni rahatlatıyordu.

Tüm bunlar olurken Jennie ise sadece Rose'nin sırtına vurarak söyleniyordu "Önce yut sonra şaşır. Bu ne ya?!" Cümlesinden sonra Rose sakince kafasını kaldırdığında tam bir şey söyleyeceğini anlayarak hızla sözünü kestim ve devam ettim. Çünkü eğer onu dinlersem asla konuşamazdım. "Ayrıldık çünkü hiç beraber olmamıştık..." diğer şoka göre bu biraz daha hafif gelmişti. Jisoo aynı tepkisiyle beni dinlemeye devam ederken Rose gözlerini olabildiğinde aralayıp elindeki çatalı masaya sertçe vurdu "Piç, niye evlendiniz o zaman?!"

Cinselliği her olaya karıştırıp seven Rose için bu cevap pekte enteresan değildi. Ancak Jungkook'un öksürüğü kendime gelmemi sağladı. Sakince tekrar dudaklarımı aralayıp uzunca bir cümle kurdum "Açıkçası bilmediğiniz çok şey var ve bu biraz uzun hikaye. Olayın devamına yemeklerimizi yerken devam etsek güzel olur..." elime yemek çubuklarımı alıp herkese işaret ettiğimde Bambam hariç kimse başlamasada her şeyi anlatmak için ağzımı araladım.

Bu konuşma uzun olacaktı...

****

"Ne yani... tüm olanları Bambam biliyor muydu?"

Jennie'nin tek takıldığı nokta bu olurken Rose neredeyse bitirdiği yemeği ile dudaklarını araladı "Şimdi siz Tae ile yalan üzerine mi evlendiniz?" Peki... arkadaşlarımda geç anlama kıtlığı olabilirdi... ama bu kadarını da beklemiyordum.

"Tamam, şu an Tae nerede?" İşte Jisoo'dan mantıklı bir cevap geldiğinde gülümseyerek cevap verdim "Yurt dışında..." cümlemden sonra Jisoo tekrar konuştu "Jungkook suçsuz yani?" Onu heyecanla kafamla onayladım ve Jungkook'a döndüm "Evet... o gün şahit oldukların doğruydu Jisoo. Ben hiçbir zaman onun suçlu olduğuna inanmadım."

Tüm bu cümlelerin ardından araya Rose tekrar girdi "Üçünüzde mutluysanız gerisini siktir edin. Umarım Tae içinde güzel bir kısmet buluruz ancak şu an daha önemli bir durumumuz var... ŞAMPANYA!" Klasik Rose geri geldiğindeyse Jisoo ile Jennie onun aksine birkaç saniye duraksadılar ardından ikiside gülümseyerek biraz bağırdılar "Pardon, masa on üç'e bir şampanya alabilir miyiz?!"

****

Yorum olmadığı için ve iki hikayeye aynı anda çok devam edemediğim için sanırım bu kurguya artık final yolu göründü...

livre d'égoïsmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin