•Eğer bu yaşadıklarımız senin için bir yalandan ibaret ise sözler ve beraber oluşumuz önemsiz. Hiç olmayan biz, önemsiziz.
•
"Pankekler buz gibi oldu hadi uyan artık. Günaydın!" Tutulan boynumu tutarak gözlerimi araladım. Jeon elindeki kahvaltılıklarla beraber salonun diğer tarafındaki yemek masasına ilerliyordu. Boynumu birkaç kez kıtlattıktan sonra gülümseyerek onu cevapladım "Günaydın... elimi yüzümü yıkayıp geliyorum"
Ayağa kalkıp Jungkook'u bekletmemek adına hızlı adımlarla lavaboya yöneldiğimde bana kahvaltı hazırladığına açıkçası pek şaşırmamıştım. Çünkü eskiden de evlerimiz karşılıklı olduğundan her sabah beni usanmadan kahvaltıya davet edip kendi elleriyle bir şeyler hazırlardı. Annesi ile babası bile alışmıştı onun kahvaltı hazırlamasına.
Lavaboda ilk olarak saçlarımı düzelttim ve ardından hızla elimi yüzümü yıkayıp bir havluyla kuruladım. Güne güzel başlamamın verdiği mutlulukla esnedim ve lavabodan çıkıp salona ilerledim. Jungkook masaya oturmadan önce son kez göz gezdiriyordu yemeklere. Gülümseyerek arkasından geldim ve konuştum "Her şey çok güzel gözüküyor ellerine sağlık ama keşke benide uyandırsaydın... beraber yapardık, yorulmuş olmalısın." Beni reddederek eli ile sandalyeyi işaret etmişti "Yılın ilk karında olduğu gibi ikinci karında da beraberiz. Hadi otur, afiyet olsun"
Cam tarafındaki sandalyeye oturduğumda, o da karşıma oturup hızla iki pankek yerleştirdi tabağıma. Ardından kendine de koyup bana döndü "Hadi başla!" Bugün çok neşeliydi. Bende ona uyarak bıçağım ile çatalımı elime aldım ve pankekten bir parça keserek ağzıma attım "Mmm, çok güzel..." gülümseyerek o da bir parça ağzına attı ve konuştu "İstersen her sabah yapabilirim ama birazda sağlıklı beslenmen gerekiyor" kaşlarımı kaldırarak çatalım ile kendimi işaret ettim "Ben zaten gayet sağlıklıyım. Emin ol her gün bu pankeki yemek için her şeyi yapabilirim!"
"Olsun, yine de sağlıklı beslenmek şart. Hatta bu akşam güzel bir yerde sağlıklı bir şeyler yiyelim diyorum, ne dersin?" Onu kafam ile reddederek ağzımdaki pankek parçasını bitirip konuştum "Okulun başlıyormuş öyle duydum. Gidip hazırlanmalısın" beni onayladı ve çatalındaki pankeki bekletip konuştu "Okul bekleyebilir. Ayrıca sanada kayıt yaptırmayı düşünüyorum" söylediği cümleyle beraber gözlerim irileşirken onu hızla reddettim. Zaten yaşayıp yaşamayacağım belli değildi. Okulda vaktimi harcayamazdım...
"Olmaz! Ben böyle mutluyum." Kafasıyla beni yine reddetti ve cümleme devam etmemi istemeden o dudaklarını tekrar araladı "Ama ben mutlu değilim. Beraber okusak ve yıllardır özlediğimiz yere geri dönsek? Sen voleybolu bir meslek olarak yapmaya başlasan, tabii bende atletizmi?" Çok güzel bir teklif olsada zamanımı geleceğimin olmadığını bildiğim halde okuyarak geçirmek istemiyordum. Eminim Jungkook durumumu bilseydi o da böyle düşünürdü.
Gözlerimi yüzünden indirmeden onu cevapladım "Sen önce başla. Beni sonra düşünürüz" Şimdilik onu ertelemem en iyi seçenekti sanırım...
O da uzatmadan beni onayladı ve sakince ikimizde yemeğimize devam ettik. Onunla şu an güzel vakitler geçirmem her ne kadar iyi olsa da, benim bir gün gidip her şeyi bırakacağım zaman onun mahvolmasını istemiyordum. Bu yüzden ona çok yakınlaşmadan tekrar soğutmam gerekiyordu kendimden. Ben gittikten sonra ona bir enkaz yaşatamazdım. Onu kendime alıştırmaya hakkım yoktu.
Daha sonrasında kahvaltılarımızı bitirdik ve güzel bir şarkı eşliğinde yaptığımız kahvaltıyı beraber topladık.
Jungkook'un anormal derecede sıcak ve iyi davranışları elbette gözümden kaçmamıştı. Bu davranışlarının nedenini öğrenmeden de rahat duracağımı sanmıyordum.
Taehyung ile ayrıldığımızı sadece birinden öğrenme şansı vardı ve o isim belli ki benim en yakın arkadaşımdı. Zaten ondan başka bilen biri de yoktu ki Jungkook'a anlatabilsin... Anlaşılan o ki, güzel bir hesap sorma seansı yaklaşıyordu Bambam için.
Zira iyi oyuncu olduğum kadar, bu iyi davranışların arkasında sadece saf sevgi olmadığını farkına varacak kadarda aklım yerindeydi.
Tek isteğim Bambam'ın daha fazlasını anlatmamış olmasıydı. Yoksa bu son yaşadığım güzel anıların gerçek olmadığı gerçeğini kaldırabileceğimi hiç zannetmiyordum.
Umarım tüm bunları pişmanlık hissin ve teselli etme ihtiyacından dolayı yapmıyorsundur Jeongguk...
****
Kısa oldu ama bölümü uzattıkça daha saçma yazdığımı fark ettim. Bu yüzden şimdilik burada kesiyorum. Umarım yeni bölümü uzun ve akıcı yazabilirim<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
livre d'égoïsme
Fanfiction"Ben sana böyle mi öğrettim? Sil o göz yaşlarını." 7 yıl önce bir hile olayı yüzünden ayrılan çift, Jeongguk'un mesajı ile yeniden bir araya gelir. Ancak, Lalisa çoktan evlenmiştir. bencilliğin kitabı, liskook by kimflaess