•Yan yana duran iki güzel yıldız...
•
- 1 yıl sonra -
"Hazırlıklı olun..." geniş hastane odasının içinde doktorun sesi yankılandı. Lisa o beyaz yatağın üzerinde uyuyordu. Jungkook ise doktoru ağlayarak dinliyordu...
"Hayır, henüz çok erken... bi- biz bu kadar çabuk ayrılamayız." Jungkook sağ elini ağzına kapatarak küçük bir hıçkırık bıraktı ölüm sessizliği olan odaya. Bu acımasızlıktı. Henüz yeni mutlu olurlarken bu hastalığın yine kendini aşırı derecede belli etmesi haksızlıktı. Bunu hak etmiyorlardı.
"Vücudu dayanabileceği en iyi yere kadar dayandı. Kan kanserinin son evresindeyiz artık. Üzgünüm... ama hastaneye yatışını istemeliyiz artık." Doktor umutsuzca konuşmasına devam etti "En azından onun için acısız bir son olması için."
Eskiden siyah saçlarının doldurduğu başını kollarıyla kapattı. O duyduğu sözler çok ağırdı... Yavaşça yere çökerek sessiz hıçkırıklarına devam etti. Lisa'ya hastalığı atlatacağına dair verdiği sözleri düşündü. Onun saçları uzayana kadar kendi saçlarınıda uzatmayıp her ay tekrar tekrar kazıttığı günlerini hatırladı. Onun kokusuyla uyuyup uyandığı sabahları hatırladı. Onun gülüşünün duyulduğu odada beraber yemek yediklerini hatırladı. Her gün beraber yaptıkları yürüyüşleri aklından geçti birer birer...
Bir anda Lisa giderse hayatında geriye ne kalırdı ki? Tüm hayatı o kadın olmuştu. Gecesi, gündüzü, anıları, hüzünü ve mutluluğu... Sadece son bir yılda her istediklerini yapmışlardı. Ne olursa olsun asla es geçmemişlerdi. Kayağa, tatile, film gecelerine hep beraber gitmişlerdi. Yalnız oldukları bir an bile yoktu. Jungkook'un aklındaki tek şey ise bundan sonrasıydı. Ne olursa olsun yine beraber gideceklerdi. Buna emindi. Zaten ailesini birkaç ay önce bir kazada kaybettiğinde gerçekten tek benliği Lisa olmuştu. Tek hayatı....
Şimdi ise onunda gitmesine izin veremezdi. Ya beraber, ya da hiç.
Hıçkırıklarını tekrar doktorun sesi böldü "Hastaneye yatış işlemlerini başlatıyorum." Ardından birkaç ayak sesiyle beraber kapı sesi duyuldu. Her zaman olduğu gibi yine Lisa'yla beraber yalnızdı.
Orada ne kadar ağladı, kaç dakika ya da kaç saat bilinmez. Ancak Lisa'nın da hıçkırıklarını fark ettiği o an hızla ayaklandı. Ne zaman uyanmıştı? Ne zamandır o da ağlıyordu?
Hızla yanına gidip yatağının ucuna oturdu ve Lisa'nın zayıflamış yüzünü elleri arasına aldı. Dakikalarca onu süzdü. Beraber hıçkırık seslerini dinlediler. Artık gerçekten sonuna mı gelmişlerdi? Bu kadar erken mi?
"Sevgilim... özür dilerim." Jungkook dudakları arasından fısıldadığında, Lisa göz yaşlarına rağmen gülümsedi ardından aynı şekilde karşındaki yüze doğru fısıldadı "Bunun olacağını biliyorduk Jeongguk... Bu zamana kadar benimle olduğun için teşekkür ederim. Artık ayrılma vaktimiz yaklaşıyor..." Gülümsemesini silmedi yüzünden. Yine kendini suçladı o an... Eğer hiç gerçekleri anlatmasaydı, belki de Jungkook hiç burada olmazdı. Belki de şu an onun yüzünden hiç ağlamıyor olurdu.
"Özür dilerim... özür dilerim... özür dilerim" birkaç kere fısıldadı ve bu sefer karşısındaki adamın yüzünü o elleri arasına aldı "Lütfen beni unut tamam mı? Çünkü ben seni unutacağım. Özür dilerim..." Artık doğruları konuşmanın vaktiydi. Artık gerçek bir vedalaşma vaktiydi. Çünkü ne zaman ne olacağı belli değildi. Belki bu gece, ya da diğer gün her şey bitecekti.
"Yatış işlemlerini başlattım. Özür dilemeyi bırak. Senden güzel şeyler duymak istiyorum Lisa..." Jungkook yüzünü tutan elleri, kendi elleri arasına aldı ardından Lisa'yı dinlemeye başladı "Bak... benden sonra diğerleri senin yanında olacak. Yalnız kalma, kendini aç ya da susuz bırakma. Eğer olurda kendine zarar verirsen seni asla affetmem duydun mu? Eğer mutlu olmazsan beni üzersin, hemde çok... Hayat devam edecek Jeon. Hayat durmayacak. Bu anılarımızı kötü bir rüya olarak gör ve unut. Eğer unutmazsan, her şey biter. Unutmalısın ki bende rahat olayım. En azından benden sonra o mutlu olacak diyebileyeyim ki mutlu gideyim."
"Lalisa..." bir hıçkırık daha...
"Jeongguk..." ve başka bir hıçkırık.
"Sadece sesini duymak istiyorum. Lütfen susma ve konuş."
"Jeongguk, seni seviyorum... bana söz ver, mutlu olacaksın" Jungkook bir an düşündü. Ardından dudaklarını araladı "Söz sevgilim..."
Söz sevgilim... senin yanına geleceğim ve mutlu olacağız.
Bu sadece küçük çaplı bir yalan. Mutlu olacağım evet. Çünkü sana söz verdim. Ama yalnız başıma olmayacağım, seninle mutlu olacağım Lalisa...
****
Lalisa hastaneye yatırılışının ardından dört gün sonra orada son nefesini verdi. Sevdiği adamın yanında, onun kolları arasında onu yalnız bıraktı. Ruhunu bedeninden ayırdı. Arkasındaki insanlara sadece güzel gülüşünü ve anılarını bıraktı.
Lalisa'nın vedalaşmasında... çiçeklerle donatıldı her yer. Külleri baş noktaya konuldu. Ancak onun küllerinin yanında bir insanın daha külleri konuldu o gün oraya. O cenaze töreninde yalnızca Lisa'nın fotoğrafı konulmadı. Jungkook'un da fotoğrafı konuldu tam onun yanına. Çünkü tek başına bir yalnızlık olamazdı ikisi içinde.
Bambam kelimelerle anlatılamazdı. Diğerlerinin içinde en çok perişan olan oydu. İkilinin fotoğrafı elleri arasındayken aklından tek bir düşünce geçti "Söz verdiğiniz gibi yine berabersiniz bebeklerim... Bu sefer biz yanınızda olamasakta ikinci hayatınızda beraber olun. Artık ölümü düşünmeyin. Acıya son verdiniz. Mutlu olmayı hak etmenin ötesine geçtiniz. Sizi özleyeceğim..."
Jennie, Jisoo ve Rose sözlerini tutmak adına yaşadılar. Lisa Jungkook'a yaptığı gibi onlarada teker teker mutlu olmaları adına söz verdirtmişti. Jungkook sözünü bu hayatında tutamasada, ikinci hayatında Lisa ile beraber tuttu. Kızlar uzunca bir süre toparlanamadı. Taehyung geldi. Yedi yılını beraber geçirdiği kızın yanına yakın arkadaşı olarak geldi. Her gün aşktan bahsedip bir türlü mutlu olamayan kızın yanında oldu son kez. Jungkook'a teşekkür etti. Onu mutlu ettiği için. Onu yalnız bırakmadığı için...
Jin ve Namjoon Jungkook'un evini sonsuza dek kilitledi. Oraya en son ayak basan insanlar daima Lisa ve Jungkook olarak kaldı.
İkilinin başka bir hayatta mutlu olduğu düşüncesiyle teker teker hepsi toparlandı. Toparlanmak zorundalardı.
Lisa ile Jungkook başka bir evrende, başka bir hayatta mutlu oldu mu bilinmez ama arkadaşları her gece parlayan o iki yan yana duran yıldıza onların adını verdiler. Onları gökyüzünde yaşattılar ki, gökyüzü de onlar için yaşasın...
Belki de orada Jungkook ve Lisa için mutlu bir son olmuştur. Sonuçta Jungkook'un da bahsettiği gibi "biz bu kadar çabuk ayrılamayız..."
"Her saniye beraber olmamız için her şeyden vazgeçeceğim..."
- SON -
:)
Başından beri planladığım sondu bu.
Çünkü amaç dünyada değil, sonsuzlukta mutlu olmaktı bu hikayede. En azından benim için güzel anılar bıraktı bu kitap. Umarım sizin içinde öyle olur...Burada mutlu olan herkes bir gün gidiyor. Gidenleri izleyenler ise yıldızlar oluyor.
Bu zamana kadar okuyup beni yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ederim. Umarım sizde sonsuzluğunuzu bulursunuz...
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
livre d'égoïsme
Fanfiction"Ben sana böyle mi öğrettim? Sil o göz yaşlarını." 7 yıl önce bir hile olayı yüzünden ayrılan çift, Jeongguk'un mesajı ile yeniden bir araya gelir. Ancak, Lalisa çoktan evlenmiştir. bencilliğin kitabı, liskook by kimflaess