...
Saat sabaha karşı 4 olmuştu, mekanda tek tük kişiler kalmıştı, Cemre ise başı boynuma yaslı şekilde uyuyakalmıştı, üstüne ceketimi örttüm ve saçlarını okşamaya başladım, gözlerimi kapatıp alnımı başına yasladım saçlarını elime alıp burnuma götürdüm, kokusunu içime çekmem ile bir rüzgar başladı sanki kokusu esti yüreğime, sardı sanki her yanımı, ılık bir rüzgar, evet.. ılık bir rüzgar gibi okşadı yüreğimi... Nasıl bu kadar aklımda kalbimde kalabiliyorsun sen, nasıl işledin kısacık zamanda kalbime... Gözlerimden bir damla yaş süzüldü, hafif kıpırdanmaya başlayınca saçlarını bıraktım kafamı kaldırdım gözyaşımı silip toparlandım. Yavaş yavaş doğrulmaya başladı,
Ben burada mı uyumuşum ya kusura bakma rahatsız ettim mi? Kusura bakma gerçekten özür dilerim ya salak gibi yatmışım belin tutulmuştur senin ya saat kaç ne zamandır böyle duruyorsun sen...
Kesicek misin artık şunu?
Anlamsız gözlerle bana bakmaya başladı.. ve ardından anlamadım neyi? diye sordu.
özür dilemeyi? rahatsız olmadım yani.. elimle alnımı ovdum.. neyse Sen nasılsın nasıl hissediyorsun?
Daha iyiyim, sanırım... yani.. bilmiyorum, nasıl hissettiğimi bilmiyorum. Sinirliyim, üzgünüm, öfkeliyim nefret doluyum, canım yanıyor... şuan kısaca bok gibiyim ama iyi olucam biliyorum...
Can yanması ne demek iyi bilirim... toparlanacaksın ve bunu birlikte başarıcaz ben senin yanındayım her zaman diyerek ayaklandım kalkalım artık seni evine götüreyim biraz dinlen.
Hıhı tamam kalkalım... diyerek ayaklandı üstündeki ceketimi bana uzattı.
hava soğuk sende kalsın.
sen üşüyeceksin ama
yok bir şey olmaz benim üstüm o kadar ince değil.
olmaz kabul etmem böyle bir şeyi benim salaklığım yüzünden üşümeyeceksin.
...derken ceketi elinden aldım ve sırtına sardım bu konu tartışmaya açık değil o yüzden gidelim artık. dedim elinden tuttum mekandan çıktk.
"Erva" demesiyle duraksadım, ve Cemre'ye doğru döndüm. Efendim?, "Sen iyi misin?" Evet neden, ne oldu? "Bilmem tuhaf davranıyorsun da biraz." Yok bir şey senin uykusuzluk başına vurmuş herhalde sana öyle gelmiş yani, hadi binelim artık. diyerek gülümsedim ve kapısını açtım ve binmesini bekledim. Bir şey demeden sadece gülümsedi ardından bindi ve bende arabaya binerek Cemre'nin evine doğru sürmeye başladım.
Evinin önüne geldiğimde ceketim sende kalsın şimdi sıcaktan soğuğa çıkacaksın hava çarpmasın hasta olmanı istemem diyerek gülümsedim. Gülümsedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu... o sıcak dudaklarıyla.. Kalbim yerinden çıkarcasına atarken yüzüm alev atmaya başlamıştı bile. "Teşekkür ederim... bu akşam için, yanımda olduğun için ve beni çektiğin için.. Sanırım sana borçlandım" dedi..
Evet borçlandın bir aşk borcun var bana şöyle bir ömürlük kadar.
Borcunu bir akşam yemeğiyle ödemek ister misin peki? deyip gülümsedim.
Hmmm bu bir çıkma teklifi mi yoksa?
Gözlerim fal taşı gibi açılmış ona bakarken bir an yutkunamadığımı fark ettim az önceki öpücüğün yüzümde sardığı ateş yetmemiş gibi terlemeye de başlamıştım artık.
N..nne Te-teeklifi yaa sadece..
Tamam şaka yaptım ya aa tipe bak kıpkırmızı oldu anlaşıldı böyle şakalar yapmıyoruz. Ve evet seninle bir akşam yemeğe çıkarım . a pardon borcumu ödemek isterim, diyerek gülümsedi ve ardından devam etti. Gerçekten tuhaf bir kızsın, yanında mutsuz olmak, sana haksızlık gibi hissediyorum. Öyle güzel bir enerjin var ki.. o gün iyi ki çarpıştık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL'ET (G&G) TAMAMLANDI ✅
Teen FictionHer şeye rağmen... Erva'nın gönlüne düşen bir Cemre hikayesi. Keyifli okumalar 🌈