Seni Düşünmek

1.1K 62 115
                                    


...

Bowlingden bu yana 1 hafta olmuştu, Cemre ile çok fazla görüşemiyorduk, vize haftası yaklaştığı için derslerine odaklanacağını söyleyince konuşmalarımız azalmıştı. En son konuşmamızda Mert'in 2 gün üst üste rahatsız ettiğini , kapısına geldiğinde babasının sert bir dille Mert'i uyarıp kapıdan kovmasını ve ondan tamamen kurtulduğunu anlatmıştı buna sevindiğimi ve bundan sonrası için hayatının daha güzel olmasını dilemiştim. Tabi ben içimden "benli" güzel olmasını dilemiştim...

Kalbim acıyordu... İçi kan ağlarken gülebilir miydi bir insan? Sanırım bunun cevabını hepimiz biliyoruz, ne çok insan vardır kim bilir, diline gelmeyen kelimeleri kalbe dökülen, kalbe dökülen kelimelerle canı yanan...

Ben senin en iyi arkadaşın olmak değil, sevgilin olmak istiyorum... Nasıl söyleyebilirdim? bu duruma nasıl yaklaşacağını bilmiyorum bile... onu kaybetme düşüncesi ruhumu sıkıyordu kısa zamanda kalbime girip beni tüm benliğimle kendine esir aldın. Bu hayatı sadece eğlence olarak görürken birden bire çıktın karşıma, ve hayatım sadece "sen" oldu. Ben, "sen" oldum, dilime düşen Nazım Hikmet şiiriyle son buldu düşüncelerim..

Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesindenen güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,şarkı söylemek istiyorum... 

Lütfen... lütfen bir mucize olsun...

Sahilde kayalıklarda oturmuş kayalıklara çarpan dalga sesleriyle ciğerlerime bilmem kaçıncı sigaramın dumanını çekerken gözlerimi kapatıp daldığım düşüncelerden dolayı gözlerime dolan yaşlarımı bıraktım... son dumanımı çekerken biramın dibinde kalan son zehrinin de boğazımdan akıp gitmesine izin verdim...

Midemde hafif bir bulantı vardı, başım dönüyordu kayalığa uzandım ve gökyüzündeki yıldızları seyrettim, sonsuz gökyüzü altında ne kadar küçüğüz oysaki, içimize sığmayan duygularla daha da küçülüyoruz... 

Cemre'ye olan hislerim içimde büyüdükçe sığmıyordu sanki içime, nefesim kesiliyor, kalbim sıkışıyordu. Telefonu elime aldım saatin kaç olduğuna bile bakmadan Cemre'yi aradım bir süre çaldıktan sonra uykulu sesiyle açmıştı telefonu...

Erva?

Sesini duyunca gözümden bir damla daha yaş düştü boğazımı temizleyip cevap verdim

Özür dilerim uyuyor muydun? Saatin farkında değilim... düşüncesizlik ettim özür dilerim kapatayım ben...

Dur kapatma! .. Neyin var neredesin sen?

Neredeyim ben... Bilmiyorum Cemre... boşlukta mıyım, karanlık bir oda da hapis mi oldum, bir ormanda kayıp mı oldum bilmiyorum... 

Ne diyorsun Erva iyi misin sen hiçbir şey anlamıyorum içtin mi sen?

İyiyim iyiyim saçmalıyorum işte seni merak ettim ama dediğim gibi saatin farkında değildim kusura bakma şarjım bitiyor zaten hadi sen uyu iyi uykular görüşürüz 

Diyerek aramayı sonlandırdım ardından telefonu da tamamen kapattıktan sonra doğruldum bir süre kafamı eğip telefonu kafama hafifçe ne yaptım ben ya diyerek vururken kafamı gökyüzüne kaldırıp koca bir of çektim. Gözyaşlarımı son kez silerek kalktım arabama doğru yürüdüm.

Arkadan biri kolumu tutup sertçe kendine çevirdi ne oluyor lan dedim ve yüzüne baktığımda Hakan olduğunu gördüm. bu şekilde araba kullanmayacaksın herhalde anahtarı ver dedi Senin ne işin var burada ya? seni izliyorum sabahtan beri yalnız kalmak isteyeceğin için de yanına gelmedim. İyi yalnız kalma isteğim hala devam ediyor rahat bırak beni git evine uyu kardeşim hadi. diyerek arkamı döndüm arabaya doğru giderken Hakan arkadan  Erva yeter ! diyerek bağırdı. 1 haftadır saçma sapan davranıyorsun, kendine gel kızım delirtme lan beni bu kadar dayanamıyorsan git söyle lan! 

HAYAL'ET (G&G) TAMAMLANDI ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin