Siyah Elbise

561 43 41
                                    


Cemre ile kumsala uzanmıştık. Cemre, göğsüme yatmıştı bende saçlarını okşuyordum. Hafif bir esinti ve dalga sesleri vardı. Koskoca sahilde ise bir tek biz vardık. Konuşmuyorduk öylece yatıyorduk sadece, Gözlerimizi kapatmış ortamın huzuruna eşlik ediyorduk. Yavaşça kalkıp yanağımı okşamaya  başladı. Gözleri öyle güzel bakıyordu ki... kalbim, Cemre'nin her bakışında heyecandan yerinde duramıyordu. Bana bir bakışıyla ruhumu aydınlatıyordu sanki bir de gülümseme eklenince o güzel yüzüne cennette hissediyordum kendimi...

Göz kapaklarıma bir öpücük kondurup kalktı. "Hadi gidelim artık çok yalnız bıraktık." Yalnız bıraktık derken? kimi yalnız bırakmışız?  "şakanın sırası değil bebeğim hadi kalk." dediğini pek anlamasam da uzatmadan elini tutup ayağa kalktım. 

Kısa süre sonra bahçesinde havuzu olan etrafı çiçeklerle donatılmış yeşillikler içindeki 2 katlı lüks bir villaya geldik. Ne işimiz var yavrum burada kimin evi bu? "Hoş geldiniz efendim" Kapıyı 45 yaşlarında üstünde mutfak önlüğü olan bir kadın açtı. Hoş bulduk Fadime Abla, Uyandılar mı? Uyandılar Cemre Hanım, "Ne yapacağız senin bu resmi konuşmadan vazgeçemeyişini," Alışkanlık işte. "Yaramazlık yapmadılar çok umarım."  Anneee! Anne mi? Kafamı merdivenlere çevirdiğimde, Omuzlarına gelen sarı saçları, parlayan ela gözleriyle koşarak geliyordu. Ağır çekime almışlardı sanki o anı. Öyle güzeldi ki...  

Hop hop hop yavaş düşeceksin. Kucağıma zıplayıp sımsıkı sarıldı. "Öykü yavaş kızım düşeceksin" Yanağıma bir öpücük kondurup kucağımdan indi. Salona doğru geçtiğimizde, salon çok tanıdık gelmişti. Eşyalar, duvardaki tablolar. Daha önce burada bulunmuş gibiydim. "İkizin nerede bakayım ?" Cemre'nin sesini duyunca arkamı döndüm. İkiz mi?  "Masal yukarıda anne, uykusu varmış üşeniyormuş aşağı inmeye." "Ah şu kızın üşengeçliği... kime çekti acaba" deyip bana bakış attı. 

Gülümsedim sadece... Ne olduğunu anlayamıyordum. Kafamda çok fazla eksik yer vardı. Başıma şiddetli bir ağrı girmeye başladı...Konuşmalar beynimin içine sanki boğuk bir ses olarak doluyordu. "Bebeğim iyi misin sen?" Omzumda bir el hissedince sağıma doğru döndüm. Cemre bana bakıyordu. Hı? İyiyim canım, başım ağrıyor sadece. "Çık uyu istersen biraz." İyi olur. Çıkayım ben. Yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra ayağa kalktım ve yavaş adımlarla yukarı doğru çıktım. 

Uzun bir koridor vardı sağ tarafta sadece 1 oda sol tarafta ise 2 oda ve karşısında kapalı bir kapı vardı. Masal, sol tarafta ki kapının önünde yere yüz üstü uzanmış bana tanıdık gelen oyuncak arabayla oynuyordu. Saçları kısa ve kıvırcıktı. Bana doğru bakınca kocaman parlayan kahve gözleriyle buluştum. "Anne, birlikte oynayalım mı?" Yanına doğru gidip saçlarını okşamaya başladım. Oynayalım güzelim de, Ben biraz uyusam sonra oynasak olur mu?  "Olmaz anne senin uyumaman lazım. Uyanık kalman lazım." O nedenmiş bakalım?  "Çünkü uyursan annemi göremezsin. Uyanık kal sen hep olur mu?" Ama başım ağrıyor güzelim söz veriyorum uyanacağım tamam mı? "O zaman bende seninle birlikte yatabilir miyim? Uyanamazsan öptüğüm zaman uyanırsın belki" Birileri pamuk prenses masalını dinlemiş belli ki... "Annecim sen okumuştun ya, ama orada prens kurtarıyordu" Ben mi okumuştum ne zaman okudum ya. Tabi ki bunu da hatırlamıyordum... Doğru güzelim unutmuşum özür dilerim... Bizim masalımızda da prensesim kurtarır beni o zaman olmaz mı? hadi gidelim uyumaya.

Önden Masal'ın çekiştirmesiyle yatak odasına doğru gittik. Yatağa tırmanıp örtünün altına girdi. Bende yanına uzandım. Sırt üstü yattım. Minik bedeni kolumun altına girdi ve sıkıca sarıldı. Kokusu Cemre gibiydi. Aslında ev baştan aşağı Cemre'nin kokusuna  bulanmıştı sanki. Gözlerimi elleriyle kapatıp kulağıma "Sakın uyanmayı unutma anne, annemi sensiz bırakma" diye fısıldadı. 

HAYAL'ET (G&G) TAMAMLANDI ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin