24. Bölüm

14.5K 811 79
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

Oy ve yorumlar unutulmasın :))

*

Kabarık saçlarım aceleci hareketlerim nedeniyle görüş açımı kapatırken düzeltmek gibi bir çabaya girişmiyordum, birazdan arabaya bineceğim için giymeye üşendiğim montum ve neredeyse düşmek üzere olan çantam ile arabanın kapısını aralayıp koltuğa oturdum, eşyalarımı kucağıma koyarken "merhaba," demiştim tüm neşem ile.

Bugün erken çıktığım için Ayça'nın çıkış saatine daha vardı, Etem'e ne kadar tek dönebileceğimi ve beni almasına gerek olmadığını söylesem de bıraktığı gibi almak istediği konusunda ısrarcı olmuştu. Bende onu kırmayarak kabul etmiştim. Yalnız olduğumuz için onunla rahatça konuşup belki de öpebileceğimi düşünürken hiçbir ses çıkarmamasıyla kaşlarımı çatıp önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

Etem'i gördüğüm gibi kaşlarım havalandı, içten gelen kahkaha atma arzumu derinlere gömerken dilime hakim olamamıştım.

"Etem, ne oldu sana?"

"Hayatım, canım, birtanem, bebeğim. bunlara ne oldu?" Anında arabayı hareket ettirdi.

"Asıl senin sakallarına ne oldu?" Elimi yüzüne doğru götürmüştüm ki başına geriye çekti.

"Tıraş oldum." Gözlerini kısarak baktı bana. "Beğenmedin mi?"

"Beğendim hayatım, harika görünüyorsun."

"Dalga geçiyorsun şuan."

"Alakası yok, seni ilk kez sakalsız gördüm ya şaşırdım sadece."

"İnanayım mı," dedi hala süren şüpheci tavrıyla.

"İnan tabii, hatta öpeyim mi bir kere."

"Dalga geçiyorsun işte," dedi sitemle. Kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Etem, dalga falan geçtiğim yok. Hem böyle de çok yakışıklısın." Başımı geriye yaslayıp iç çekerek yüzüne baktım. "Gerçekten."

"İnanıyorum bak."

"İnan," dedim son heceyi uzatarak.

"Tamam, o zaman öpebilirsin." Gözlerini benden ayırmadan yüzünü yakınlaştırdığında heyecanla elimi boynuna sararak dudaklarımı yanağına bastırdım. Üst üste bir kaç kez öpüp gülerek ondan uzaklaştığımda o da gülüyordu. Parmak uçlarımla yanağına buluşan ruju sildim.

"Ne güzel öpülüyormuş böyle ya, hep kes sen sakallarını."

Gülüşünü bastırmaya çalışarak radyoya uzandı.

Daha ilk şarkı bitmeden evlerimizin önüne varmıştık.

Çantamı ve montumu bu sefer düzgünce elime alıp Etem'in yanağına sesli bir öpücük kondurdum. "Hadi gittim ben görüşürüz hayatım."

Kapıyı açtığım sıra "Görüşürüz güzelim, " demişti. Kapıyı kapatmadan önce bir kez daha ona bakıp göz kırptım. "Çok yakışıklısın," dedim gülümseyerek.

Başını sağa sola sallarken gülüyordu. "Yalancı," dedi yarım ağız. Gülüşüm hiç eksilmeden kapıyı kapattım. Hemen karşı kaldırıma gidecekken yolun ortasında kornanın çalınmasıyla geri dönüp Etem'e baktım. Camı açık olmadığından o tarafa yönelecek olsam da yaklaşan araba sesini duyunca refleks olarak sesin geldiği yöne baktığımda araba kullanan Ferhat'ı görmek beklediğim bir şey değildi. Bunu bir şekilde hazmedebilirdim ama hemen yanındaki yolcu koltuğunda babaannemi görmek beni bozguna uğratmıştı.

GÜN IŞIĞI GİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin