*
"Gülerken ağladığını gördüğüm tek insansın." dedi elini çekerken
"Gözlerim çok sulanır da."
Gülümserken başını sallıyordu. Hemen ardından ayağa kalkıp elini bana uzattı.
"Kalk bakalım çırak çok oturduk az da çalışalım."
*
"Kanka, çok güzel olmuş bu."
Leyla oturma odasına girer girmez kitaplığı fark etmiş ve beğeniyle incelemeye başlamıştı. İki dikdörtgen şekli bir köşesinden iç içe geçmiş gibi duruyordu. Kesiştikleri yerlerin iç kısmında bir dikdörtgen daha oluşuyordu. Bu şekilde iki tane beyaz rafı yan yana asmıştık. Üzerlerine kitaplarımın bir kısmını ve beğenerek aldığım aksesuarları yerleştirmiştim. Gayet güzel gözüküyor ve evde fazlalık gibi durmuyordu, diğer eşyalarım ile uyumluydu.
"Zevkli kızım işte. Ben sana bunu göstermeseydim gidip saçma sapan bir şey alırdın kesin."
Koltukta yarı yatar bir pozisyonda bana bakarak alayla konuşan Leyla'ya göz devirip yanına oturdum.
"Boş yapma da git çay koy."
"Banane ya, ben niye yapıyorum."
İşaret parmağımla rafları gösterirken "Senin seçtiğin şu şeyi bu hale getirene kadar bir saat uğraştık biz. Çok yoruldum o yüzden çayı sen yapacaksın." dedim.
Yattığı yerden bana bakarken kaşları çatılmıştı.
"Siz?" dedi sorgular bir biçimde.
"A şey..." Yanıma gelmeden bir saat önce uyandığı için hiç bir şeyden haberi yoktu. "Etem bugün mutfak raflarını yaptırmak için biriyle gelmişti. Bende bunun parçalarını buraya getirmiştim. O da bunları gördü ve yardım edebileceğini söyledi."
"Bakıyorum da iyi anlaştınız Etem abimle."
Leyla, hem Etem'e hem de diğerlerine abi diyordu. Ama ben böyle bir hitaba gerek duymuyordum. Hepimiz yetişkin, olgun insanlardık. Aramızda bir kaç yaş fark olması onlara abi dememi gerektirmiyordu. Hiç tanımadığım insanlara özellikle erkeklere abi, dayı, amca, kardeşim ve benzeri gibi şeyler söylemek huyum değildi. Çünkü hiç biri akrabam değildi. Adını biliyorsam sonuna bey ekler bilmiyorsam beyfendi derdim. Karşımdaki kişiyi tanıdıkça hitap şeklimi değiştirmek tercihimdi.
Bence Leyla'nın abi demesi de bebekliğinden beri onlarla büyümesindendi. Küçükken yaş farkı daha fazla göze batıyordu. Bizlere de çocukluğumuzdan itibaren büyüklerimize saygılı olmamız gerektiği öğretildiğinden onun demesi gayet normaldi.
"Evet, çok iyi ve kibar bir adam. Yardımcı oldu sağolsun."
"Bende daha fazla onunla görüşüyorsun lan. Şuan aşırı moralim bozuldu, o yüzden çayı sen yapmalısın. Hadi git "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN IŞIĞI GİBİ
RomanceKARAKURT MAHALLESİ • SERİ 1 Kamyondan inmek için ayağımla koyulan merdivenleri ararken bulduğumu düşünüp adımımı attım. Elimdeki geniş koli yüzünden önümü göremiyordum. Ayağım basamağın yarısına denk gelmiş olmalı ki dengemi kaybedip bedenim sağa d...