8. Bölüm

32.4K 1.6K 483
                                    

Medya; Etem Karakaya

*

Onlar yürümeye başladıklarında bizde harekete geçtik. Son bir kez daha Derya'ya baktığımda o da bize bakıyordu. Hâlâ karşındaki kişiyle aynı yakınlıktalardı.

Daha fazla onu rahatsız etmemek için önüme döndüm.

Şimdi ne olacaktı bilmiyorum ama Barlas büyük bir kalp kırıklığıyla baş başa kalmıştı...

*

Televizyon sehpası ve kitaplığın tozunu da almayı bitirince etraftaki tüm temizlik malzemelerini yerlerine yerleştirdim. Dün ve bugün uğraştığım için temizlik işi bitmişti. Bugün bir hafta önceden kararlaştırdığımız gibi mahalledeki bazı hanımlar tanışma amaçlı evime gelecekti. Biraz heyecanlı fazlasıyla da hevesliydim. Bu mahalleye kısa süre içinde alışmıştım ve diğerleri tarafından da kabul görme isteğimi bastırımıyordum. Deli gibi sende bizdensin denmesini istiyordum.

Leyla ve onun çevresindeki insanları o kadar sevmiş ve kısa süre içerisinde benimsemiştim ki sanki yıllardır onların arasındaydım. Bu mahalle, ilk geldiğim andan itibaren bana iyi gelmişti ve umuyordum ki gelmeye de devam edecekti.

Bende iz bırakacak ve hatırladığım anda beni mutlu edecek şeyler yaşamak istiyorum bu mahallede. Sevgi ve saygıyı yeniden keşfetmek, minnet hissiyatı ile dolmak ve yeni duygular yaşamak istiyordum. İnanıyorum ki bu mahalle bana istediğim şeyleri verecekti.

Bugün ki küçük davet de güzel günlerin başlangıcı olabilirdi. Yeni insanlar tanımak istiyordum. Samimi olduğunu düşündüğüm insanlarla sohbet etmek istiyordum.

Telefonumdan gelen tiz sesten dolayı irkilsemde umursamayıp masanın üzerindeki telefonumu elime aldım. Babaannemin aradığını gördüğümde büyük bir mutlulukla telefonu açmıştım hemen.

"Babaannem."

"Yavrum, nasılsın?"

"Ben iyiyim, asıl sen nasılsın?"

"İyiyim Allah'a şükür. Halledebildin mi işlerini?"

"Hallettim hallettim, meraklanma sen."

Ona iki gün önce misafirlerimin geleceğinden bahsettiğim için biliyordu ve şimdi de neler yaptığımı merak ettiği için aramıştı.

Yaptığım yemeklerden, kaç kişinin geleceğinden de bahsettikten sonra vedalaşıp kapatmıştık. Misafirlerime karşı kibar olmam ve büyüklerimin elini öpmem için beni sıkıca uyarmıştı. Tembihlerine uyacağıma ve dikkat edeceğime söz verdirtmişti.

Azize teyzem ve diğerleri de bana yardım etmek istemişlerdi ama ben kibarca onları red etmiştim. Bir işi tek başıma yaptığımda daha verimli olduğumu düşünüyordum.

Ocakta pişmesi için bıraktığım sarmayı ve fırındaki poğaçayı bir kez daha kontrol ettikten sonra hazırlanmak için odama geçerken kapı çalmıştı.

Mazhar, Cenk'in tamiranesine; Ferhat da Etem'in restoranına gittikleri için onların olamayacağı kesindi. Kargaşaya bulaşmadan evden ayrılmışlardı ve bir kaç gündür olduğu gibi beni satmışlardı.

Kapı açtığımda uykulu gözlerle bana bakan ve hâlinden hiç memnun olmayan bir adet Leyla ile karşılaşmıştım. Ben daha günaydın bile diyememişken o beni itekleyip içeri girmiş ve ardından kapıyı kapatmıştı. Hızlıca terlikilerini çıkartıktan sonra ayaklarını sürte sürte içeriye girmişti. Bu garip haline alışıktım ama uzun zamandır görmediğim için ufak bir şaşırma seansı geçiriyordum. Bu halinin iki açıklaması olabilirdi ya kabus gördüğü için uyanmıştı ya da biri onu o istemediği halde uyandırmıştı.

GÜN IŞIĞI GİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin