KEYİFLİ OKUMALAR
SINIR; 600 OY / 600 YORUM
*
"Şimdi güneşin batışını izleyelim sonra da yemek yeriz, olur mu?" dediğinde gözlerimi kapayıp onu onaylamak amacıyla bir kaç mırıltı çıkardım.
Ve ben günün batışını izlemek yerine onun kalp atışını dinlemeyi tercih etmiştim...
*
"Cevahir" diyen fısıltıya yakın sesle gözlerimi açmak istemediğimden bir kaç mırıltıyla dinlediğimi belirttim.
"Uyuduğunu sanmıştım."
"Uyanığım." dedim mırıl mırıl. O bana sıkıca sarılmış ve beni sıcacık yapmışken mayışmıştım ama bu saate uyuyamazdım.
"Hava iyice karardı. Sen acıkmadın mı?"
"Biraz acıktım galiba." Ondan yavaşça uzaklaşıp saçlarımı düzelttim. Gözlerimi hiç açmadığımdan havanın karardığının farkında değildim. Etem'in planladığı gibi güneşin batışını izlememiştim.
Etem ayağa kalktığında benim de kalkmam için elini uzattı. Hemen elini tutup oturduğum rahat koltuktan kalktım. El ele merdivenleri inip mutfağa girdik.
"Ne yiyelim. Canının çektiği bir şey var mı?" diyerek elimi bırakıp karşıma geçti.
"Evinde neler olduğunu bilmiyorum. Sen seç ama kolay bir şey olsun. Çünkü çok acıktım." diyerek ellerimi karnımın üzerinde birleştirdim. Bu hareketimle yüzünde tatlı bir tebessüm oluştu.
"Hazır yufka vardı. Onunla kısa süre de bir şeyler yapabiliriz."
"İçine istediğimiz her şeyi koyup bol yağda kızartalım." dedim heyecanla. Bu kolay tarif okuldan eve geldiğimde benim kurtarıcım oluyordu çoğu zaman.
"Tamam, bunu bende severim."
"Çay da yapalım, zeytin peynir de olur. Sonra hepsini yeriz."
Yanıma yaklaşıp burnumun ucuna hafifçe vurdu. Bu beni huylandırınca yüzümü buruşturdum ve onun gülüşünü işittim.
"Madem bu kadar acıktın, niye söylemedin?"
"Çünkü şimdi fark ettim, hadi hemen yapalım."
"Tamam, sen ısıtıcıya su koy. Bende yufkayı getireyim."
Onun dediğini yapıp ısıtıcıya su koydum. O da yufkayı getirdi. Her biri yuvarlak olan yufkayı dört büyük parçaya böldüğünde üçgen şekilleri elde etmiştik. Yeterli kadarını çıkarttığı için artan olmayacaktı.
Onun demesiyle dolaptan domates, kaşar, salam gibi malzemeler çıkarttım. Ben domatesi yıkayıp kabuğunu soymaya başladığım sıra o da çayı demlemişti. Sonrasında yanıma gelip kaşarı rendelemeye başladı. Ben normalde uğraşmayıp kaşarı küçük küçük dilimleyerek yufkanın içine koyardım ama rendelendiğinde daha güzel oluyordu tabi.
Domatesleri doğradıktan sonra salamı aynı şekilde kesmeye başladım. Kestiğim küçük parçalardan ağzıma atmayı ihmal etmiyordum. Yemek yapmanın en güzel yanlarından biri buydu bana göre.
Elindeki işi bitirdiğinde tezgaha yaslanıp bana bakan Etem'e çevirdim bakışlarımı. Gülümseyen yüzüyle karşılaştığımda bende gülümsedim. Ufak salam parçalarından birini alıp ona uzattım. Beklemediği bu hareketle önce şaşırsada fazla sürmeden yaklaşıp dudaklarının arasına aldı salamı. Ona verdikten sonra bende bir tane daha yedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN IŞIĞI GİBİ
RomanceKARAKURT MAHALLESİ • SERİ 1 Kamyondan inmek için ayağımla koyulan merdivenleri ararken bulduğumu düşünüp adımımı attım. Elimdeki geniş koli yüzünden önümü göremiyordum. Ayağım basamağın yarısına denk gelmiş olmalı ki dengemi kaybedip bedenim sağa d...