Başlama tarihiniz lütfen :•)
Hikâyenin ESKİ adı Karakurt Mahallesi'dir.
*
İlk defa geldiğim bu mahallede arabamla önümde ilerleyen yük kamyonunu takip ediyordum. Şoföre yeni evimin adresini vermiştim ve bulmak konusunda benden daha iyi olacağına emindim.
Yük kamyonunu gören bazı insanlar oturdukları yerden kalkıp ne olduğunu anlamaya çalışıyor, bazı çocuklarda kahkahalarla peşimizden koşuyordu. Arabanın dar sokaklarda yavaş ilerlemesi de çocukların işini kolaylaştırıyordu.
Yük kamyonunun durmasıyla bende arabamı uygun bir yere park edip indim. Biz durunca peşimizden gelen çocuklar bir duvarın dibine gidip semt oturuşu yapmışlardı. Kafamı yukarı kaldırıp hangi evin benim yeni yuvam olacağına bakacakken çoğu kişinin camdan sarkıp bana ve kamyona bakıp konuştuklarını gördüm. Camdan sarkanların çoğu kadınken onların sırtının üzerinden bakmaya çalışan çocuklar vardı. Bu hallerine gülüp ikinci katının boş olduğunu gördüğüm, camın da kiralık ilanı bulunan beş katlı binaya yöneldim.
Bu evi bana üniversiteden arkadaşım Leyla bulmuştu ve ona güvenerek daha önce hiç görmediğim bu eve ve mahalleye gelmiştim. İkimizde sınıf öğretmeniydik ve şark görevim bitince dostumun da ısrarıyla Karakurt Mahallesine tayinimi istemiştim ve mahallenin ilk okulunda okul açılınca hayırlısıyla görevime başlayacaktım.
"Cevahir"
Duyduğum sesle arkama döndüm ve bana doğru koşan Leyla'yı gördüm. Onu görünce kollarımı açmış ve kocaman gülümsemiştim. Aynı sokakta oturacağımızı söylediğinde çok mutlu olmuştum gerçekten. Sonunda yanıma varan ve beni nefessiz bırakacak kadar sarılan Leyla'ya hiç acımadan bende sımsıkı sarılmıştım. Kısık çığlıklar atıp yerinde zıplayan Leyla sürekli beni ne kadar özlediğini anlatıp duruyordu.
Benden ayrılıp iki eliyle yanaklarımdan tutup sıkmaya başladı. Sağa sola çekiştirirken konuşup duruyordu.
"Ayy Cevo, kız ben seni çok özledim ya. İyi ki geldin. Var ya çok eğlenicez birlikte, seni bir sürü kişiyle tanıştıracağım hemen alışacaksın mahallemize. Karakurt'a bağlanacaksın, hiç gitmek istemiyeceksin buralardan."
Motora takmış konuşan Leyla'yı pek dinlediğim söylenemezdi. Tek derdim yanaklarımdı ve onları kurtarma çabalarım zerre işe yaramıyordu.
"Kız Leyla bıraksana Cevoşumu, aaa kime diyorum ben, tükettin kızı tükettin. Kendim söylüyorum kendim dinliyorum. Leyla alacağım şimdi ayağımın altına."
Leyla'nın annesi Azize teyzem zor bela kurtarmıştı beni. Kızına kötü bakışlarını atarken Leyla da şirin olduğunu düşündüğü bir gülümseme sunmuştu annesine.
"Azize teyzem" Ona seslenip dikkatini üzerime çektiğimde sağ elini tutup öptüm. Hemen ardından beni kendine çekip sımsıkı sarılmıştı.
Ben buraya daha önce hiç gelmemiş olsam da o üniversite okuyan kızının yanına sıklıkla gelir ve kısa bir süre kalırdı. Leyla ile ben okulun ikinci yılında yurtan ayrılıp eve çıkmış olduğumuzdan dolayı bu sürelerin uzadığı zamanlarda olurdu pek tâbi.
Omuzlarımdan tutup beni kendinden uzaklaştırdı.
"Cevoşum hoşgeldin, güzel kızım."
"Hoşbuldum Azize teyzem"
Biz özlem giderirken yük kamyonunun şoförü gelip arabayı boşaltmamız gerektiğini söyledi. Anahtarın Leyla da olmasından kaynaklı kapıları açmaya o gitti. Biz de Azize teyzemle kamyona yöneldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN IŞIĞI GİBİ
RomanceKARAKURT MAHALLESİ • SERİ 1 Kamyondan inmek için ayağımla koyulan merdivenleri ararken bulduğumu düşünüp adımımı attım. Elimdeki geniş koli yüzünden önümü göremiyordum. Ayağım basamağın yarısına denk gelmiş olmalı ki dengemi kaybedip bedenim sağa d...