Jimin ile kütüphaneden sonra eve döndüğümüzde Yoongi oppanın da burada olması küçük bir tesadüftü. Böylece söylemek için beklememe ve zaman kaybetmeme gerek kalmayacaktı.
Bu yüzden Jimin'i zorla, söylerken bana destek olması için ikna etmiştim. Jisoo ile Yoongi'yi karşıma almış ve biraz geveledikten sonra söyleyebilmiştim. Önce kısa bir sessizlik çökmüştü. Ardından Jisoo unnie kaşlarını çatmış ve bir tutam şokla sormuştu. "Ne?"
Sorusu karşılığı Jimin ile ikimiz sessiz kaldığımızda sesini yükseltti hafifçe. "Sen hiç tanımadığın birine Yoongi'nin bir savcı olduğunu ve illegal işler yaptığını mı söyledin? Bu öğrenilirse neler olacağını biliyorsun değil mi Lalisa?"
"Evet biliyorum ama kardeşinin katilini bulmak-" Kendimi savunmak için konuşmaya başladığımda lafımı kesmişti. "Bahanen olamaz Lisa."
Haklıydı ama ben de haklıydım. Yine de susmayı tercih ettiğimde yanında oturan Yoongi yüzünü sıvazlayıp derin bir nefes alıp konuşmuştu. "Sorun yok Jisoo. Lisa güvendiyse demek ki güvenilir biri." Jisoo yanında oturan nişanlısına döndü sertçe ve dudaklarını konuşmak için araladı ama Yoongi'nin uyarıcı bir bakışıyla geri kapatıp önüne döndü.
"Görüşelim Lisa. Yapabileceğim bir şey varsa yardım ederim." Yoongi bana bakarak konuştuğunda gülümsemiş ve başımı sallamıştım. "Teşekkürler oppa." Önemli değil der gibi başını iki yana salladığında oturduğum yerden kalkıp masanın etrafından dolaştım ve sandalyede oturan Yoongi'ye arkasından sarılıp yanağına bir öpücük kondurdum.
"Tamam sırnaşma." Yüzünü buruşturarak homurdandığında kıkırdamış ve bir kez daha yanağını öpüp geri çekilmiştim. Mutlu bir şekilde içeriye gitmeye başladığımda Jimin'de oturduğu yerden kalkmış ve Yoongi ile Jisoo'ya küçük bir baş selamı verip peşimden gelmişti.
"Gördün mü? Yoongi oppanın kızmayacağını söylemiştim."
"Gördüm gördüm. Aynı zamanda Jisoo noonanın gözlerinden çıkan ateşi de gördüm. Üzerine atlayıp seni dövecek sandım bir an." Dediğine kıkırdamış ve kendimi salonda ki üçlü koltuğa atmıştım.
"Sonuç olarak hallettim. Gerisi önemli değil." Derin bir nefes alarak kurduğum cümle sonrası cebimde ki telefonu çıkartmıştım. "Ona mesaj atmalı mıyım? Yani atmalıyım tabii ki ama hemen şimdi atayım mi?"
Jimin yüzünü buruşturarak yanıma oturdu ve homurdandı. "Flörtüne falan yazmayacaksın Lalisa. Zamanını falan önemsemiyor yani. Yaz işte." Dediklerine gözlerimi devirmiştim. Sadece rahatsız etmekten çekiniyordum o kadar. Derin bir nefes alıp Jungkook'un mesaj sayfasını açtım.
Lalisa
Hey
Sana bahsettiğim tanıdığım
ile konuştum
Ve yardım edebileceğini söyledi
Eğer istediğin bir şey
olursa ikinizi bir araya
getireceğim ve olaya el atıcakÇok düşünmeden ve üzerinde durmadan gönderdiğim mesajları yanımda oturan Jimin'de okumuştu. Telefonun ekranını kapattım ve yanıma bıraktıktan sonra derin bir nefes alıp Jimin'e dönmüştüm.
"Sence kızı kim öldürdü?"
"O kadar bir fikrim yok ki. Yani polisten bile saklanabilecek biri olduğuna göre profesyonel. Belki de planlı bir şeydi. Yani bilmiyorum her şekilde canice. Umarım bir an önce bulunur." Hafifçe başımı salladım dediklerine.
"Peki Hyunjin?"
Dudaklarını büzüp başını iki yana salladı ve konuştu Jimin. "Onun yaptığını sanmıyorum. Ryujin'i seviyor gibiydi. Okulda sürekli görüyorduk onları zaten. Gayet iyiydi araları. Ve Jungkook ile kavga ettiğinde o da oldukça öfkeli ve hırslı görünüyordu."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
fedora, lisgguk
FanfictionLalisa, Jungkook'a kardeşinin katilini bulması için yardım etmeye karar verir.