3

1.1K 109 56
                                    

Jimin ile derslerimiz bitmişti ve muhabbet ederek binanın çıkışına ilerliyorduk. Şu anki planımız burdan kütüphaneye gidip ders çalışmak ardından da bana geçmekti.

Muhabbetimiz ve insanların konuşmalarını bastıran bir ses duyulduğunda kaşlarımı çatıp oraya bakmıştım. "Geberteceğim seni! Yemin ederim parçalarını bulamayacaklar!" Bu kelimelerin öfkeyle döküldüğü kişi Jungkook'tu. Birini yakalarından tutmuş ve öfke ile duvara yaslanmıştı.

İster istemez meraklanmış ve oraya doğru adımlamaya başlamıştım. Jungkook bedeni çekip bir kez daha duvara sertçe çarptı ve yeniden bağırdı. "Nasıl yaptın? Söylesene şerefsiz!" Kimse ayırmayacak mıydı? Şu an burada ne dönüyordu? Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde biraz arkalarında duran Chae ile karşılaşmıştım. Ağlıyordu ve ne yapacağını bilemiyor gibiydi. Parmaklarını ağzına örtmüş sesini bastırmaya çalışıyordu.

Jungkook çocuğun yakasından elini çekti ve yüzüne sert bir yumruk geçirip yere serilmesini sağladı. Gözlerim hafifçe irileşirken yere düşen kişinin de yüzünü görmüştüm. Ryujin'in sevgilisiydi bu... O mu öldürmüştü? Sevgilisi mi? Sevdiği adam. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Nasıl dolmasındı ki?

Yere düşen çocuğun burnundan kan akmaya başladığında gözlerini sıkıca yumduğunu gördüm. Yerden destek alarak kalktı ve sakince konuştu. "Öfkeni acına verip bunu görmezden geliyorum. Şunu anla ama ben yapmadım Jungkook." Tane tane dedikleri ile Jungkook yeniden üzerine atılarak bağırdı. "Sen yapmadıysan kim yaptı o zaman Hyunjin!"

Kim olduğunu bilmediğim uzun boylu biri kalabalığı yararak Jungkook'u son anda tuttuğunda Hyunjin'de öfkelenmiş ve bu defa da o bağırmıştı. "Bilsem vaktimi bu sikik okulda kaybeder miyim sence?!" Jungkook'a atılan kişinin önüne de kumral biri geçmişti.

Hyunjin'in dediği ile Jungkook kendini tutan kişiyi iterek sertçe konuşmuştu. "Bırak Namjoon!" Ondan büyük olduğu her halinden belli kişiye bu şekilde seslenemsi kaşlarımı kaldırsada şu an yaş falan umursayacak durumda değil gibiydi.

Onu tutan kişiden kurtulup arkasını döndü ve hemen yanında ki sandalyeye sert bir tekme savurup onun yere düşüp sürüklenmesini sağladıktan sonra seri adımlar ile burayı terk etti. Chaeyoung'da peşinden giderken Hyunjin'in önünde duran kişi de geri çekilmişti.

Adının Namjoon olduğunu öğrendiğim kişi ona yaklaştı ve sordu. "İyi misin?" Kısık sesle sorsada herkes suspus olduğu için duyulmuştu. Hyunjin başını salladığında Namjoon hafifçe omzunu sıktı ve ekledi. "Kusura bakma. Sinirleri bozuk işte." Karşılığında bir cevap alamadığında yanında ki arkadaşına kısa bir baş işareti yaptı ve onlarda buradan gittiler. Hyunjin'de ters hir yöne gitmeye başladığında kalabalık dağılmış ve herkes eski haline dönmüştü.

"Neler oldu öyle?" Jimin yanımda mırıldandığında zorla yutkunup kendime gelmiştim ve ona dönmüştüm. "Sence gerçekten sevgilisi mi öldürmüş?"

Jimin sorum ile bana döndü ve derin bir nefes aldı. "Sanmıyorum." Verdiği cevap ile önüme dönmüş ve olduğum yerde dikilmeyi kesip binanın çıkışına ilerlemiştim. Jimin'de arkamdan geliyordu. Dışarı çıktığımızda Jungkook'un tek başına oturduğunu gördüm. Chaeyoung ya da diğerleri yoktu. Hafifçe kaşlarım çatılırken gözlerimi etrafta gezdirdim ama yine bulamamıştım.

Jungkook yüzünü elleri ile kapatmış ve tek dizini hızlıca sallayıp duruyordu. "Ona bakacağım. İki dakikaya gelirim bekle beni." Jimin başını salladığında hızlı adımlarımı Jungkook'un olduğu banka doğru atmaya başlamıştım. Büyük ihtimalle yalnız kalmak istiyordu ama yardım isteyip istemediğini de sormadan edemezdim.

fedora, lisggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin