Birden kapı açıldı ve doktor girdi odaya.
"Lütfen hastayı daha fazla rahatsız etmeyelim artık dinlenmesi lazım."
Hemen gözyaşlarımı sildim ve elini bırakıp odadan çıktım. Dışarıda Melihi gördüğümde kendimi tutamadım ve yine ağlamaya başladım. Melih beni teselli etmeye çalıştı ama onu hiç dinlemedim. Bir adım attım ama yine başıma bir ağrı girdi ve daha fazla yürüyemedim. Olduğum yerde kaldım ve bir yere tutunmak istedim ama gözüm karardı.
~
"Duygu?"
Melihin sesini duyuyordum ve yavaşça gözlerimi açtım. Kapının açıldığını gördüm ve doktor girdi içeriye.
"Duygu hanım nasılsınız?"
-"Hâlâ başım ağrıyor biraz ama onun dışında iyiyim."
"Peki, en son başınız ne zaman ağrıdı?"
-"Bir kaç gün önce ama çoğu zaman oluyor."
"Doktor bey bir kaç hafta öncede bayılmıştı fakat doktora gitmek istemedi."
"Anlıyorum. Sizin onayınız olursa bir kaç test yapmak istiyoruz."
-"Bence buna gerek yok ben zaten beyin cerrahına gittim ve röntgen çektiler fakat bir şey çıkmadı."
Doktorun yüz ifadesi değişti ve Melihe "Bizi yalnız bırakırmısınız?" Dedi.
Melih onay verdi ve odadan çıktı.
"Sizinle açık konuşmak istiyorum. Sizin gibi hastalar bize çok geliyor ve çoğu zaman aynı hastalık çıkıyor. Bir şey bilinmeden de sizi endişelendirmek istemiyorum fakat sizde ne olduğunu tespit etmemiz gerekiyor. Röntgen ile tüm hastalıklar görünmüyor malesef, bu yüzden size de uygunsa MR çekmek istiyorum."
-"Doktor Bey siz ne demek istiyorsunuz?"
"Dediğim gibi ortada bir şey olmadan size bir şey söylemek istemiyorum."
-"Peki, ne kadar sürer?" Doktorun dedikleri beni açıkçası çok korkutmuştu ama bende başım niye bu kadar çok ağrıdığını bilmek istiyordum.
"MR 20 ilâ 50 dakika sürecek ve sonuçları bir hafta sonra hastanemizden alabilirsiniz fakat daha 18 yaşında olmadığınız için velinizden birinin onayı gerekiyor."
-"Peki ama hemen çekilmesini istemiyorum daha sonra yapsak olurmu?"
"Olur, o zaman sizin için gereken işlemleri yaparız ve yarın gelebilirsiniz."
-"Tamam sağolun."
Doktor odadan çıktı, ardından bende toparlandım ve Talatın yanına gittim.
Hâlâ uyuyordu, bende onu rahatsız etmemek için dışarıda Melihle birlikte bekledim.
"Duygu doktor ne dedi?"
-"Önemli bir şey yok Migren olabileceğini söyledi o kadar."
"İyi, kötü bir şey yok o zaman?"
-"Yok ya ne olacak."
"Peki Talata onu sevdiğini ne zaman söyleyeceksin?"
-"Sen bunu nereden biliyorsun?"
"Az önce sen ona bunu söylerken kulak misafiri oldum. Ne zaman söyleyeceksin?"
"Bilmiyorum önce iyileşsin sonra söylerim."
~
Eve gittiğimde anneme doktorun söylediğini anlattım ve ağlamamak için kendini çok zor tuttu. Talatın durumu bütün gün hiç değişmemişti. Ertesi gün okula gitmedim çünkü hastanede MR çekilecekti. Çok korkuyordum gerçekten ama annem beni hiç yalnız bırakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime yazılan en güzel İsim
RomanceHava soğuktu. Eylül ayı gibi değildi. Rüzgar esiyordu ama yinede güzel di hava. Arada saçlarım yüzüme doğru geliyordu ve gerçekten çok zorluk çekıyordum simidimi yemekte. "Biliyormusun, bazen bir insanı deniz gibi seversin. Her huyu güzeldir, deniz...