27. BÖLÜM

3K 175 20
                                    

    Esra'nın Ağzından
  1 Ay Sonra
   Geçen hafta karne günüydü. Yusuf böcüklerim falan hep karne aldılar bende açıköğretimdeki tüm sınavlardan geçtim. Sonraki yıl Yusuf böcükle aynı okulda okuyacam.

     1 ayda saçlarım uzadı neredeyse omzuma kadar geldi. Saç şeklim erkeklerin saçlarını uzattıklarında omzuna kadar gelmesine benziyor.

    Saçımın kısa olduğundan rahatsız olduğumu gören ailem benim için özel bir saç serumu aldılar. Bende kullanmaya başladım. 1 ayda omzuma kadar geldi.

     Berk'e şans verdim 2 hafta falan önce. Şans verdiğimde onu affettim anlamına gelmiyor sadece kendini affettirmek için son bir şansı vardı. Geçen hafta yaşadığımız bir olay sonucu ben onu affettim.

    Geçen hafta Yusufların karne gününde onların yanlarında bulundum destek amaçlı. Tabii Berk'in notları full full olduğundan destek kuvvet gerekmiyor ama aynı okuldalar diye üçümüz beraber okula gittik. Hele birde sabahın köründe kalktık.

      Okul çıkışında Berk ile Yusufun notları ne kadar zıt olabilirse o kadar zıttı yani. Bende Yusufun kulağına fısıldayarak

"Berk'in notları seninkilerin aksine çok iyi. Kafeye gidip kutlayalım pasta alarak. Ama bu fikir benden çıkmadı oki?" diyince Yusuf hızla kafasını salladı. Tabi pasta yiyebilecek hemen kabul eder.

     Berk'e pasta almışken bizim yemememiz göz hakkı olacağından üçümüz pasta yiyorduk. Pasta yememizin ardından dışarıya babamın gönderdiği aracın yanına doğru yürüdük.

     Karşıdan karşıya geçerken Zeki gibi gözüken kardeş bozuntusu salak gibi yola atladı. Bu Berk bu notlarla nasıl karşıdan karşıya geçemiyor anlamıyorum.

    Bir araba hızla Berk'e çarpacakken Berk'in tişörtünden tutup kendime çektim hızla. Araba Berk'i teğet geçti. Sonrasında onun için endişelendiğim için sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamamla barışma olayı gerçekleşti.

     O olayın ardından Rüzgar kendisini baya işine verdi. Çünkü kocaman evde sadece onla konuşmuyorum. Ona asla acımıyorum çünkü benim canım çok yandı onun yüzünden.

     Şimdide köyümüze yani Trabzona gidip akrabalarla falan tanışıcaaz.

    Trabzonlu olduğumu tabiikide köye gitcez dediklerinde öğrenmedim!!

   Kaç gündür evde şive çalışıyorum ama ağzım yüzüm yamuluyor ben ne biçim Trabzonluyum be. Hızla annemle babamın odasına koştum. Hala sesli olarak dile getiremesemde arada ağzımdan kaçıyor anne - baba kelimeleri.

   Kapıyı çaldım, çaldım, çaldım baktım cevap yok daldım içeri. Su sesi geliyor olduğundan banyoya yürüdüm.

"Kim var içerdeee" diye bağırdım. Annem

"Noldu kızım" diye seslendiği anda su sesi kesildi.

"Eşiniz nerdedir kraliçem?" diye sordum. İçeriden birkaç saniye ses gelmedi. Bir süre sonra annem konuştu.

"Ne bilim ben kızım git abilerine sor Allah Allah" dedi. Bana neden patlıyor annrm be

"Acaba adam senin yanında yattığından sormuş olamaz mıyım?" diye sordum. Tam odanın dışına yürüyecektim ki bornozların asıldığı yerde hiç bornoz göremedim. Acaba kör mü oldum lan.

"İnanamıyorum size. Siz ikiniz beraber mi banyo yapıyorsunuz hemen bunu abimlere ötüyorum" diye bağırıp banyonun kapısından uzaklaşmaya çalıştım.

   Çalıştım diyorım çünkü banyo kapısı açılıp içeri çekilmeseydim odanın dışında olacaktım. Hemen gözlerimi sımsıkı kapattım.

Özgürlüğün HayaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin