Özgürlüğün Hayali

30. BÖLÜM (TV Programı)

Herkse merhabaaa. Bu bölümde sadece TV programıyla alakalı bir bölüm. İyi okumalar.

Ailecek stüdyonun dışında bizi içeri çağırmalarını bekliyoruz. Programın açılışını daha yeni yapıldığından ve baya konuşmayı seven kadın yüzünden dahaa çok bekleyeceğimizi anladım ve koltuğa oturdum.

Ben tepemdeki pembe saçımla lila kısa kollu tişört ve siyah kot dizleri yırtık pantolonla stüdyoya geldim.

Valla rahatlık meselesi öyle bir ton makyajla kasılır, götüm kadar etekle donarım burada.

Toprak'ta benim gibi rahat bir mavi tişört ve siyah pantolon giydi.

İkizcanım benimle neredeyse aynı giyindi. Mor bir kısa kollu tişört ve siyah dizleri yırtık pantolon. Saçlarda aynı pembiş pembiş

Berk siyah pantolon ve beyaz sweetshirt giydi. Ciddili havasını pembe saç bozsada yakıştı kardeş bozuntusuna

*Ulan sweetshirt nasıl yazılıyor doğru mu emin olamadım.

Babam, Çınar Ağacı, Abim hepsi takım elbise giydi. Hepside birbirinden yakışıklı oldu valla.

Annemse kırmızı bir elbise giydi, yanlarından yırtmaçlı olanlarından. Annemin ayakkabısıda çok güzel, siyah ve topuklu.

Babamın anneme aşık olma sebebini şimdi çok iyi anladım. Babam evden çıktığımızda beri bu yırtmaçlı şeyleri yapanlara en yaratıcı küfürleri etmesinden gerginliğinide anlıyorum.

Kadın en sonunda bizi sahneye çağırdığında biz 4 pembe kafadar yanyana stüdyoya girdik. Kadının adını Toprak kulağıma fısıldayarak söyledi.

"Kadının adı Sena şimdi abuk subuk şeyler söyleme haa. Biraz sonra ötekisi gelir o da Efsun" derken eliyle mikrofonunu kapattı.

Alkış sesleri gelirken biz tam stüdyoya girdik. Sağımdaki ikizcano bir kolunu omzuma attı, solumda olan kardeş bozuntusuda bir kolunu omzuma attığından otururken üzümlü kek olan Berk'i benden ayırdı.

Masanın etrafındaki koltuklara oturduk. Annemle babam en büyük oldukları için en başa geçmişken biz 4 pembe kafadar enn sondayız. kadın ay aman Sena konuşmaya başladı.

"Merhaba Demirhan Ailesi. Hoşgeldiniiiz." dedi. Annem hepimizin adına söze girdi

"Merhaba Hoşbulduuk" dedi. Sena hanım gülümseyip tekrar konuşmaya başladı.

"Öncelikle çok zor ve ağır dönemler atlattınız kısa zaman önce. Geçmiş olsun o zamanlar sizin için gerçekten zor bir süreçti. Ben o olaylara sonradan girmek istiyorum." diyip başını annnemden çekip bana doğru döndü.

"Esra ve Yusuf ilk defa bize ikiz olduğunuzu hissettirdiniz. Saçınızla birlikte kıyafetleriniz neredeyse aynı. Çok yakışmış" dedi. Bu kadın bize laf mı çarpıttı la. Dur ben sana nasıl laf çarpılır öğretiyim

"Teşekkür ederim ama siz bizi çok yanlış anlamışsınız. Biz kimseye ikiz olduğumuzu gösterme çabasında değiliz annemizin karnından aynı gün ve aynı saatlerde çıkarak ikiz olduğumuzu gösterdik zaten." dediğimde Toprak gülmemek için kendini sıkmaya başladı. Yusuf canımla alttan çak beşlik yaptık.

Gülmesini tutmaya çalışmaktan kırmızı surat oldu Toprak. Bu kırmızı surat hali nedense benekli Toprak'ı hatırlatıyor. Dışarıda olsak hayvan gibi gülmeye başlar ama şimdi beyefendi imajından çıkamıyor. Sena tekrar konuşmaya başladı.

"Anladım." diye mırıldandı. Bakışlarını önce vücudumda sonra saçımda dolandırdı ve ekledi.

"Şuanda bildiğin üzere canlı yayındayız kıyafetin pek buraya uymamış sanki" dediğinde sahte bir şekilde gülümseyip