6. Bölüm

4.3K 165 13
                                        

İstanbul'un eşsiz manzarasını izliyordum. Berjerimde oturmuş viskimi yudumlarken onun yukarı çıkmasını bekliyorum. Az önce mekana geldiği bilgisi gelmişti çünkü. Kapının üstünde ki ışık yanınca koltuğun yanındaki düğmeye bastım kapı açıldı.

Üstünde siyah bir takım vardı. Gömleği beyaz ve iki üç düğmesi açıktı. Göğsü hafif yanık ten rengiyle gözler önüne serilmişti. Kabanı onu daha da heybetli göstermişti.Tüm ihtişamıyla içeri adımlıyordu. Bardağımı bıraktım ve ayağa kalktım. O da benim yaptığım gibi beni incelemişti. Gözlerinden ne düşündüğünü okuyamıyordum.

"Efendim bir isteğiniz yoksa gidiyorum."

"Gidebilirsin."

Ben de onu aynen bana yaptığı gibi karşılamak istemiştim. Çünkü basit bir merhaba ya da hoşgeldin aramızdaki saçma durum için fazla samimi gelirdi.

"Yağız Emirgan." Dudakları kıvrıldı. Hayır eğlenilecek bir şey mi vardı?

Kabanını çıkarırken aynı zamanda bana doğru yavaşça adımlıyordu. Kabanını az önce oturduğum berjere koyarken gözlerini gözlerimden ayırmadan konuştu.

"Duru Argun"

"Bir şey içer misin?" Koltuğa oturdu,tek kolunu koltuğun sırt kısmına uzattı. Bu ne rahatlık kardeşim?

"Seninkinden alırım ben de." Köşede duran mini bardan aldığım viskiyi bardağa doldurdum. Ona doğru ilerledim önündeki sehpaya koyarken elimi tutup bardağı elimden aldı. Bu ilk temas edişimizdi,istemsizce dokunduğu yerle gözlerine baktım. Siyah bir insana bu kadar yakışabilirdi ancak. Allahım tövbe tövbe ne diyorum ben? Adamı inceleyip duruyorum. Ama maşallah su gibi. Bende kendi bardağımı alıp karşısındaki koltuğa oturdum.

"Düşündün mü? Ne diyorsun teklife?"

"Düşündüm ama önce bana bir şeyi söyleyeceksin." Arkasına iyicene yaslanırken dudağının köşesini ısırdı ve tek kaşını kaldırdı. Sonrasında kafasına önüne eğip güldü.

"Komik olan bir şey mi var?" Cıkladı.

"Yok, ama bana ne yapacağımı söylemen inan bana senin için iyi olmaz." Bu sefer sırıtan ben oldum.

"Hadi ya? Eğer senden emir alıp senin dediklerini yapacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun. Neyse,sana bir sorum var dediğim gibi. " dudakları yine kıvrılmıştı. Anlamıyorum ben çok mu komiğim?

"Evet?"

"Ömer'i neden istiyorsun?" Onun ismini anmamla yüz ifadesinin değişmesi çok hızlı olmuştu. Oldukça sinirli ifadesiyle

"O piçle aramda bir mevzu var. Yanlış bir şey yaptı ve hükmüne ben karar vereceğim. Ne olduğu seni alakadar etmez."

"Eğer birlikte bir işe giriyorsak kozlarımızı açık oynamalıyız. Ne olduğunu bilmem gerek. Aleyhimde bir durum olmadığını bilmeliyim öyle değil mi?" Derin nefes aldı.

"Sana evliliği düşündün mü diye sormuştum?"

"Düşündüm evet." Kafamı salladım. "Kabul, yapalım." Keyfi yerine geldiği belli oluyordu. Şerefsiz geçitten elini kolunu sallaya sallaya adam alabilecek olsam bende sırıtırdım. Hızla söze girdim yeniden "Ama belli şartlar altında. Önce bana nedenini söyleyeceksin. Bekliyorum?"

"Bir kardeşim var. Bana ulaşmak için onu kullandı pezevenk!" Elleri yumruk yapmıştı.

"İntikam mı alacaksın? Yoksa oynayacak mısın?" Amacının ne olduğunu bilsem iyi olurdu.

"Onu doğduğuna pişman edeceğim. Her neyse daha fazla bu konudan bahsetmeyeceğim sana." Kafasını sağa eğdi "Belli şartlar altında dedin."

"Marcel'i tanırsın."

AMORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin