Güzel hafta sonlarınız olsun güzellerim:)
Nasılsınız?
Beni sorarsanız idare ediyorum bir şekilde.
Ne kadar bu soğuk banklarda oturmuştuk bilmiyordum ama artık havanın bile bi önemi kalmamıştı. Çizdiğim resmi kapatıp çantama koydum.
"Hazan saatlerdir susuyorsun"dedi artık sessizlikten sıkılmış gibi.
"Ne anlatmamı istersin mesela hala o şerefsiz arkadaşından bi haber alamadık, kardeşim içerde yatıyor, Emir'in bir boktan haberi yok ki öğrenince ayrı bi tepki gösterecek, Arzu desen perişan halde, ama herşeye rağmen onları toparlayacak bir ben var işte. Paramparça da olsam ilk onları toparlamanın bilincinde olan ben"dedim sinirle.Nefesini sıkıntılı bir şekilde verip vücudunu bana çevirdi.
"Çok negatifsin gün ışığı, hiçbirşey belli değilken bu kadar negatiflik insanı yorar"dedi.
"Sende haklısın tabi, senin potansiyel bi sapığın olmadı benim sapığım yanımda mesela hala kim olduğunu bilmediğim bir adam hemde"Güldü ama neşeden yoksun bi gülmeydi bu.
"Benim sapığım mı ne çabuk sahiplendin beni ?"dedi.
Gülme sırası bana geçmişti.
"Öyle gerekti"dedim.
Acilin kapısından koşarak çıkan Arzuyu görünce kelimeler boğazımda düğümlendi.
"Hazan!"dedi büyük bi coşkuyla.
"Selin, Selin iyi mi?"dedim umut dolu bi ses tonuyla.
"Kendine geldi"dedi yanağından süzülen yaşa aldırmadan gülerek.Koşarak hastaneye girdim. Yatakta gözlerini açmış etrafa bakıyordu. Boyununa sarıldığımda artık mutluluktan ağlıyordum.
"Ah boğuluyorum"diye bağırdı Selin. Gülerek geri çekildiğimde göz altlarında oluşan morluklar dikkatimden kaçmadı.
Öksürük sesiyle dikkatimi Uday'a verdim.
"Mutluluğunuz bozmak istemiyorum ama Seline birkaç soru sormam lazım"dedi.Selin ona bakmaya başladığında bunu fırsat bilip ilk sorusunu sordu.
"Öncelikle herşeyi hatırlıyorsun dimi?"
"Hemen hemen evet, fakat vücudum aşırı yorgun"dedi Selin.
"Ufukla nerdeydiniz?"dedi.
"Onun evinde"dedi soğuk ses tonuyla.
"Sana ne verdiğini hatırlıyor musun?"dedi.Selin gözlerini kapattığın da aslında hatırlamak için kendini zorladığını fark ettim.
"Şampanya içecektik tek hatırladığım şey bu zaten"dedi.
"Siktir!"dedi içten küfür etmek ister gibiydi ama bunu dışa vurmuştu.
"Neler oluyor?"dedim araya girerek.Uday cevap vermek yerine kafasını iki yana salladı. Dışarı çıktığında Arzuya döndüm.
"Seline dikkat et artık Emire haber vermeliyiz ben birazdan gelicem"dedim.
Uday'ın ardından dışarı çıkmıştım. Oturduğumuz bankta gözlerini kapatmış kafasını arkaya yaslamıştı.
"Noldu?"dedim.
"Hazan... O içtiği şarap varya"dedi kendini nasıl ifade edeceğini bilmiyormuş gibi konuşuyordu.Yanına oturduğum da gözlerini tekrar kapattı.
"İçinde bi takım uyarıcı maddeler var"dedi.
"Nasıl yani?"
"Gerçekten kim olduğumu öğrenmek istiyor musun?"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKİPÇİ +18
General Fiction"Hey dur!" diye bağırdım. Sokağın ortasındaydım etraftaki insanların bakışları beni buldu. Saatlerdir beni takip eden adam şimdi arkasını dönüp bakmıyordu. "Sana diyorum dur!" diye bağırdım. Adamın adımları hızlandı. Sokağın köşesinden dönmüştü...