Yarı uyanıklık arasında nefes aldım. Göğsümde ağrı vardı. Ama bu ağrı acıtmayan cinstendi.
Gözlerimi açtığımda siyah saçlar görüş alanıma girdi. Kollarını belime sarmış kafasını göğsüme koymuştu. Saçlarının görüntüsü çok güzeldi. Elimi saçlarına değdirdigim de homurdandı.
Uyumuyor muydu?
Tepkim den rahatsız olduğunu sanıp elimi yanıma indirdim. Fakat belimde ki eli elimi tutup saçlarına getirdi.
"Devam et"dedi uykulu sesiyle.
Bu tepkisi gülümsememe sebeb oldu. Ta ki dün olanlar yavaş yavaş zihnime yerleşene kadar. Yataktan kalkacağım sırada belime sarılı olan kolları sıkılaştı.
"Konuşalım"dedim hala tam uyanamamıştım.
"Gitme"dedi tedirgin dolu ses tonuyla.Verdiği cevaba şaşırarak uzanmaya devam ettim. İşaret parmağı göbek deliğimin çevresinde daireler çiziyordu. Bu hareketi beni mayıştırırken kendime gelmem gerektiğini biliyordum.
"Uday"dedim.
"Gün ışığı"dedi.Ah bu iltifatı...
"Kalkıp konuşalım Emir nerde biliyor musun?"dedim.
"Aşağıda, sabah erkenden geldi yukarı çıktı beni de o uyandırdı zaten"dedi sesini anlık sinir kaplamış gibiydi.
"Yani bizi böyle sarmaş dolaş gördü ama bir şey demedi öyle mi?"dedim şaşkınlıkla.
"Tam da dediğin gibi oldu"Sessiz kalmayı seçip bu anın tadını çıkarmaya bıraktım kendimi. Elimi tekrar saçlarını okşamak için kaldırdığım da göğsünde ki kafasını kaldırıp suratıma baktı. Dudakları çok yakındı.
Gözleri gözlerime sabitlendiginde sanki tepkimi ölçmek ister gibi bakıyordu. Yaklaştıkça kalbim dışarı fırlayacakmış gibi hızlı atıyordu. Dudakları dudaklarıma kapandığında öpmemesi beni daha çok şaşırtmıştı.
Daha ne kadar böyle kalacaktık bilmiyorumdum ama sanki ilk hareketi benden bekliyormuş gibi bi hali vardı. Daha fazla dayanamayıp davetkar olan dudaklarını öpmeye başladım.
Öpmesi sertleşirken andan kopamıyordum biraz sonra olacakları kestiremesem de onu öpmeye devam ediyordum. Dili dilime deydiginde derinden gelen sesiyle inledi. Ellerim heycandan titremeye başladı.
Ne olduğunu anlayamadan üstüme çıktı kendini bana bastırdığında nefesimi tutmaya başlamıştım. Çok tuhaf hisler kaplamıştı ruhumu. Kendini bastırmasıyla erkekliğini hissettim. Daha fazla dayanamayıp ellerimi ne ara üstünü çıkardığını anlayamasam da çıplak omuzlarına yerleştirdim. Ve beni etkisi alan kokusuna rağmen kendimden uzaklaştırdım.
Nefes nefese kalmıştı. Anlamayan gözlerle suratıma bakıyordu. Yüzüne utançtan bakamadıgım için kafamı çevirdim. Omuzunda olan elime öpücük kondurduğunda. Artık karnımda kelebekler uçuşuyordu.
"Utanma benden"dedi kısık sesiyle.
Hala üstümden kalkmamıştı ama ağırlığını vermiyordu da. Kafasını boynuma koyduğunda sıcak nefesi boynuma çarpıyordu. Çok fena huylanıyordum şuan kafamı kafasına yaslamamak için zor tutuyordum kendimi.
"Benden utanmanı istemiyorum çünkü seninle herşeyi paylaşmak istiyorum bir bedeni bir hayatı ve bir ömrü herşey seninle olsun herşeyim ol istiyorum gün ışığı"dedi dudaklarını boynuma bastırıp geri çekildi.
Üstümden kalktığında yatağın ucuna oturdu. Kafasını bana çevirdiğin de gözlerine baktım.
"Ben aşağı iniyorum sende kendine geldikten sonra gelirsin güzelim"dedi ve ayağa kalkacağı sırada göz kırptı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKİPÇİ +18
General Fiction"Hey dur!" diye bağırdım. Sokağın ortasındaydım etraftaki insanların bakışları beni buldu. Saatlerdir beni takip eden adam şimdi arkasını dönüp bakmıyordu. "Sana diyorum dur!" diye bağırdım. Adamın adımları hızlandı. Sokağın köşesinden dönmüştü...