4.BÖLÜM "SEVGİLİYİZ."

130 15 20
                                    

Selaam nasılsınız bebiklerim yine biz geldik yeni yeni yepyeni bir bölümle.😁

Okuyup oy verir misiniz rica etsek şu aralar desteğe ihtiyacımız var. Şimdiden teşekkürler iyi okumalar...

Bu arada instagram hesabımızıda takip eder misiniz.
@kitaqyazarlii

Benim ve diğer yazan arkadaşlarımın kişisel wattpad hesabımızıda takip edebilirsiniz.
@lampirella
@laviniakarabey
@team_Hatice

                                   ♡

Kulağımın kaşınmasıyla uyandım ama o kadar uyukum vardı ki gözümü açamıyordum. Elimi kulağıma götürüp kaşıdım sonra tekrar uyukuma döndüm. Bir iki saniye sonra tekrar gıdıklandı huylanır gibi mırıltılar çıkardım, ardından kulağımın içinde zurnalar çalıyormuş gibi hissettiren kulak zarımı patlatacak kadar kuvvetli çok yakından ve çok keskin yüksek bir ses işittim. Küçük bir çığlıkta ben attım ve kulağımı tuttum âni hareket yaptığım için başımdaki yarada sızladı bir elim kulağımda bir elim başımda tepemde dikilen Kumsal'a baktım. Kaşlarımı çattım. "Napıyorsun sen yaa." Diye çemkirdim. Sesli bir şekilde gülüp konuştu.

"Napim yaa yarım saattir uğraşıyorum uyanmıyorsun bende ağzımı kulağına yapıştırarak bağırmayı denedim." Dedi ben şaşkınca ona bakarken. Ardından devam etti. "Hadi bak kıyafetleri buraya koyuyorum giy bunları tamam mı? Sonra da aşağı gel bekliyorum seni." Dedi ve kapıya doğru yürüdü, o odadan çıkarken ben şiddetlenen baş ağrım için çekmeceden ilacımı çıkardım ve içtim neyse ki yanımda su vardı.

Yerimden kalkıp banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkayıp işlerimi hallettikten sonra Kumsal'ın getirdigi kıyafetleri giyip saçımı da sargıdan dolayı açık bırakmıştım. Aynadan kendime baktım gerçektende iyi görünmüyordum ve iyide hissetmiyordum, bugün dışarı çıkacaktık ama hiç halim yok, bir yandan çıkmam da gerekiyor çünkü giyecek hiçbir şeyim yok. Bugünü yoklar günü ilan ediyorum.

Aşağı indim Kumsal'ın salonda oturduğunu görünce yanına gittim. "Hazırım ben bir an önce gidelim hadi." Dedim ve söylediğim şeyin aksine gidip bende yanına oturdum ve ona bakmaya başladım.

Bana bakıp gülümsedi. "Çok güzel olmuşsun bu halinle bile harikasın." Dedi gülümsedim. Sargıdan bahsediyordu herhalde ama o kadarda olsun yaram vardı sonuçta benim. "Ama bak bu bitmeden dışarıya adımımı atmam." Dedi televizyona bakarak bende döndüm Muhteşem Yüzyıl vardı bunu hiç izlememiştim ya da izledim ama hatırlamıyorum. O izlerken bende mecburen izlemek zorunda kaldım hem belki gidene kadar başımın ağrısıda geçer.

Dizinin sonlarına doğru ikimizde pürdikkat diziye odaklanmıştık. "Şu çocugun egosundan birşey görünmüyor resmen çok sinir. Ayrıca abartıldığı kadar yakışıklı da değil." Dedim kendimi kaptırmış bir şekilde.

Kumsal sinirle bana dönmüştü bende ona baktım öyle bir bakıyordu ki korkmadım değil yani. "Hiç de bir kere baksana şu bakışlara hayatında böyle yakışıklı erkek gördün mü sen?" Diyince gözümün önünde birden Ateş belirdi. Neden birden o gelmişti ki gözümün önüne ne alakaydı yani?

Kendimi toparlayıp yerimde dikleştim. "Düşnmeden konuşup herkesin kalbini kırması ne kadar doğru? Kendisine yapılamasını istemediği şeyleri insanlara yapamaz." Dedim neden sinirlendiğimi bilmiyordum ama üzerime sinir bastığını hissediyordum. Sanırım bende baya kaptırmıştım kendimi.

"Haklısın yapamaz. Ama şunun tipine bakar mısın ne kadar tatlı?" Dedi incecik çıkarttığı bir sesle. Göz devirdim.

"Ama malesef her şey tip değil." Dedim. Gülerek bana baktı.

Aşk Ve YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin