1 Ay sonra
Alkın Eyüboğlu'ndan
Sevdiğim kadın, 5 yıl sonra tekrar görme fırsatı bulduğum kadın gözlerimin önünde vurulalı yaklaşık 1 ay oldu. 1 aydır onun sesini duymuyorum. Neyse ki şehit olmadı, onu kaybetmedik ama ameliyattan sonra hemen yoğun bakıma aldılar. 1 ay olmasına rağmen hala uyanmadı. Oysaki ona her şeyi anlatacaktım. Gün içinde Tuğgeneral yanında 5-6 askerle en az 15 kere hastaneye geliyordu. Bunca zaman her gün bunu yaptı. Ben ise artık nadiren tugaya gidiyorum. Ben bekleme odasında otururken bir anda doktorlar yoğun bakıma doğru koşmaya başladı. Yoksa, yoksa Açelya'ya bir şey mi oldu? Hemen yerimden fırlayıp arkalarından gittim ve camdan Açelya'ya baktım. Gözleri mi açıktı onun? Uyanmış. Kapıda bekleyen askerlerden birine Tuğgenerale haber vermesi için emir verdim. Doktor dışarı çıkıyordu.
"Ne oldu, durumu nasıl?"
"Birazdan normal odaya alacağız. Şimdilik durumu gayet iyi gözüküyor ama net bir şeyi az sonra söyleyebiliriz."
"Teşekkürler."
Sonunda, sonunda sevdiğim kadının tekrar sesini duyabilecektim. Arkamdan bir el omuzuma dokundu. Tuğgeneral? Bu adam ışınlanmayı falan mı icat etti. 5 dakika olmadı haber vereli. Neyse. Kızı sonuçta.
"Ne oldu Alkın? Uyandı mı? Normal odaya aldılar mı?" diye taramalı gibi soru yağmuruna tuttu beni. Az yavaş komutan. Motorun soğusun.
"Merak etmeyin. İyiymiş komutanım. Birazdan da normal odaya alacaklarmış." Dedim sakin bir şekilde.
2 saat sonra
"Nasılsın kızım, kendini nasıl hissediyorsun?" diyen tabii ki Tuğgeneral. Kızını ne kadar özlemiş. Burası resmen buram buram baba kız hasreti kokuyor. Kapı açılma sesi ile gözlerimi onlardan alıp kapıya baktım. Doktor.
"Nasılsınız Açelya Hanım?""
"İyiyim, sayılır." Sonunu sessiz söylemişti ama duyuldu. Yada ben duydum sadece. Çünkü kimse tepki vermedi.
"Yere düşerken kafasını çarptığını bir ay önce söylemiş..."
"BİR AY MI?!" dedi Açelya bağırarak. Doğal, ben de bir ay yoğun bakımda kalsam ve bir saat gibi gelse ben de böyle tepki verirdim. Bekle bir dakika Açelya ağlıyor mu?
"Kızım sakin ol. Lütfen bak ağlama hadi beni de üzüyorsun."
Açelya Öztürk'ten
İçeri doktor girmiş ve bana benim iyi olup olmadığımı anlatıyordu! Tam umursamayıp arkama yaslanacakken duyduğum o cümle ile beynimden vurulmuşa döndüm. Ben bir aydır uyuyor muyum? Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Babam beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama nafile. Sonra doktorun cümlesini tamamını düşününce kafanı çarptı falan diyordu. Kendimi sakinleştirip doktorun devam etmesini istedim.
"Beyninizde hasar olma ihtimaline karşı beyin cerrahı küçük bir cerrahi muayene yapacak."
"Ama ben kafamı çarptığımı hatırlamıyorum?"
"Şöyle ki Açelya Hanım hastaneye geldiğinizde kafanızda açıp ve büyük bir yara vardı." O sırada kapı açıldı. Sanırım cerrah hanım.
"Buyurun doktor hanım hasta sizin." deyip çıktı diğer doktor.
"Eveeeeet, " Ne eveeeet? İlkokul çocuğu musun sen? Ne uzatıyorsun? Bir yandan da beni muayene ediyordu. Babam ve Alkın yardımı ile yattığım yerden oturdum. Dizime vurduğunu gördüm ama hissetmiyordum. Gözlerim doldu. Bacaklarımı oynatmaya çalıştım ama başaramadım. Doktor da anladığımı anlayıp bana bakmaya başladı.
"Baba..." Tekrar ağlamaya başladım. Ama bu sefer daha şiddetli.
"Ne oldu kızım, bir yerin mi ağrıyor..."
"BABA BACAKLARIMI HİSSETMİYORUM" O sıra hepsi bana hayret gözlerle baktı.
"Alkın Bey isterseniz sizinle konuşalım. Selçuk Bey Açelya'nın yanında kalsın."
"Peki, konuşalım."
Oy vermeyi unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Binbaşı Ve Yüzbaşı / Tamamlandı / Düzenlendi
AksiBinbaşı Açelya Öztürk... Yüzbaşı Alkın Eyüboğlu... Hayatları, savaşları, aşkları... Yılların sonu... Mutlu olmak mı? Oy vermeyi, yorum yapmayı unutmayın! Hikayedeki unsurlar, karakterler, mekanlar ve yer verdiğim her şey tamamen bana ait olan kurgu...