➺28

1.3K 166 43
                                    

Sınır; 50 Vote, 60 Yorum

𓇬

Chan, belki de ilk defa askeri bir mekanın içinde asker gibi değil de bir baba gibi gözüküyordu. Bebeğine sarılmış, içli içli ağlayan özlem dolu bir baba.

Lia, babasının ağladığını farkettiğinde dayanamamış o da ağlamaya başlamıştı. O kadar çok özlemişti ki onu, o kadar çok korkmuştu ki. Şimdi bu kolların arasında olmak, tekrardan güvende hissetmek paha biçilemezdi genç kız için. Babasının ağlayışı da onu üzmüştü.

"Ağlama babam-" Lia, geri çekilmeye çalışmıştı ama Chan izin vermemiş daha çok sarmıştı kızını.

Asker, kendinden geçmiş bir şekilde ağlıyor, "Gitme. " diye sayıklıyordu. Kızı kollarından çıksa kaybedecekmiş gibi geliyordu. "Bırakma beni- Lia gitme."

Lia babasının yalvaran sesiyle durmuş, içi acırken kafası göğsüne gömerek daha sıkı sarılmıştı. Babasının kokusunu içine çekerken dış dünyayla tüm ilişkisi kesilmişti. Chan kendinden geçmiş gibi ağlıyor, genç kız özlemini duyduğu babasını sıkı sıkı sararak ona asla gitmeyeceğine inandırmaya çalışıyordu. Kimse ağlayarak onları izleyen iki askerin farkında değildi.

Birkaç dakika sonra kapı açılıp içeri koşarak Yuna, Jihoon ve arkalarından Changbin ve Felix girmişti.

Yuna yol boyu mutluluktan ağlayarak gülmüş, yerinde duramamış, hastanenin kapısında karşılaştığı Jihoon ile gülümsemesi solmamıştı. Aksine, sevincinden ona bile  sarılmıştı. Tüm yol arkadaşına sarılmak için can atmıştı, kimsenin onu tutmasina izin vermeyecekti- bu sahneyi görene kadar. Baba kızın kavuşma sahnesi ayaklarını olduğu yere çivilemişti. Lia'nın bu kucağa ne kadar ihtiyacı olduğunu hemencecik anlamıştı. Dikkat dağıtmamak için geri gidip Changbin babasına sarılmış, ağlayarak onları izlemeye başlamıştı. Bekleyebilirdi.

Felix bebeğini geri çekilirken gördüğünde gözlerindeki yaşlarla gülümsemiş, diğer tarafına geçip kızının kafasına bir sürü öpücük kondurarak karşısındaki içler acısı ama bir o kadar da güzel baba kızı izlemeye başlamıştı. Chan Hyung'unun her ne kadar mesafeli olsa da kızına aşık bir baba olduğunu ilk gördüğü andan anlamıştı. Abisinin sert bakışlarının arkasını gören nadir kişilerdendi.

Birkaç dakika sessizce durmuş olmasına rağmen Felix yavaş yavaş endişelenmeye başlamıştı. Chan'ın bu kadar çok ağlaması ve durmaması normal miydi? Changbin'in omzuna dokunup gözlerinden yaş akan sevgilisinin dikkatini çekerken fısıldayarak, "Bu kadar ağlaması normal mi?" diye sorduğunda Changbin kafasını sallasa da sarışının içi rahat etmiyordu. "Changbin çok ağlıyor, nefesi kesilecek.."

Changbin, burnunu çekip gözlerini silerken hyungunun yanına ilerlemiş, omzuna dokunmuştu. "Hyung, sakin ol. Bak burada kızın kimse almayacak onu." Changbin, kendi sesini duyan kızın kafasını hafifçe kaldırıp ona baktığını görünce kocaman gülümsemişti. Lia da ağlayarak gülümsemiş, sonra dikkatini babasına vermişti geri.

"Babam, gitmem ki kimseyle. Bırakmam seni. Vermezsin sende biliyorum, lütfen ağlama." Eliyle Chan'ın saçlarını okşarken öpücük kondurdu kendini saran babasının kollarına."Çok üzülüyorum, canım acıyor."
Chan, Lia'nın canının acıdığını duyunca hemen uzaklaşmış, karnına bakmıştı kızın. Yarısını açtığını düşünmüştü. Kız, elini babasının yanağına koyup okşadı. "Yok bir şey, kalbim acıyor seni ağlarken görünce onu demek istedim. Iyiyim ben, sen geldin ya, çook daha iyiyim."

Chan gülüp kızını kendine çekmiş, alnına, yüzüne bir sürü öpücük kondurmaya başlamıştı. Kokusunu çekerek saçlarını öpüyor, ağlamasını durdurmaya çalışıyordu kızı için. Minho'dan uzatılan bir bardak suyu görene kadar kızını öpücüklere boğmuştu. Sonra bardağı almış, dikkatlice kızına suyunu içirmişti. Bardağı geri verdikten sonra Lia'nın yatakta kenarı kayıp yanına vurmasıyla gülmüştü. Kızının yanına uzanırken onu göğsüne çekmiş, saçlarını okşayarak onu uyutmuştu. Lia, arkadaşlarının geldiğini görseydi yatmazdı ama babasından başka kimseye bakmadığından onları fark etmemiş, hissettiği saf sevgiyle uyumuştu.

Let go |  Chanmin • Changlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin