Vote gelmiyor bölümleri beğenmiyorsunuz diye yorumladım.
Sınır; 45 Vote 50 Yorum
𓇬
"Seungmin dur artık-"
Jisung, derin bir nefes alıp tanrıdan sabır diledi. Ebeveynlik hayatı boyunca çekmediği çileyi şuan arkadaşından çekiyordu.
Seungmin, Avusturalya'ya döndüğünün ertesi gününde Jisung da peşinden gitmişti ve yaklaşık bir hafta orada kalmış, arkadaşını geri dönmeye ikna etmeye çalışmıştı ama başaramamıştı. Seungmin Avusturalya'ya geri dönerse düzeleceğini, Kore'nin boğuculuğundan kurtulacağını düşünmüştü ama düşündüğünün aksine Avusturalya genç adamı daha kötü yapmıştı. Her yerde Lia'yı görüyordu. Her yerde minik kızının bir izi, anısı vardı. Kızının artık yanında olmadığı gerçeğinden kaçmaya çalışıyordu ama bulunduğu yer hiç yardımcı olmamış, her şeyi daha da kötüleştirmişti.
Jisung arkadaşını ikna edemediğini düşünüyordu ama aslında onun dediği hiçbir şeyi duymuyordu ki ikna olsun. O, bulunduğu evin her bir köşesindeki anılara dalıp gidiyordu.
Birkaç gün böyle geçerken Chan'dan gelen telefon her şeyi değiştirmişti. Seungmin, başta telefonu açmayı düşünmüyordu. Niye açsındı ki? Chan onu yalnız bırakmıştı, gelmemişti. Onu durdurmaya çalışmamıştı bile. Kendisini artık istemediğini düşünüyordu. Yine de kendini tutamadı. Itiraf etmek istemese bile buraya geldiğinden beri uykuya daldığı her anda rüyasına ya o ya Lia giriyordu ve baba-kız genç adamın kalbinde bir ağırlık hissiyle geri uyanmasına sebep oluyordu.
Telefonu açtıktan sonra durgun ve üzgün bir sesin adını seslenmesini beklerken, enerjik ve sevinçli bir ses doldurmuştu kulaklarını. "Seungmin, Lia yaşıyor!" Bağırıyordu. "Bulduk, onu buldum." Ağlıyordu da aynı zamanda. "Min-"
Bom. Seungmin'in telefonu elinden yere düştüğünde kökten kapanmış, arama da sonlanmıştı. Çok değil, bir dakika sonra Seungmin de yeri boylamıştı.
Zavallı Jisung, arkadaşını yerde gördüğünde ödü kopmuş, bir şey olduğunu düşünmüştü. Seungmin'in mutluluktan böyle olduğundan bir haberdi.
Seungmin uyandığında hastanedeydi ve odada yalnızdı. Yataktan kalktığı gibi başı dönse de umursamamış, kolundaki serumdan kurtulduğu gibi koşar adımlarla odadan çıkmıştı. Kızına gitmeliydi.
Sonrası çok hızlı gelişmişti. Seungmin'in Kore'ye taşınmadan önce çalıştığı hastanede olduklarından eski hocalarını gören hemşireler onu odaya sokmak için uğraşmış, Seungmin ise 30'larında bir adam olduğunu unutarak onlardan kaçmıştı. Hastane içinde bir kovalamaca yaşanmıştı. Jisung geldikten sonra ise her şeyi ona anlatmış, hastaneden çıkar çıkmaz soluğu havaalanında almışlardı.
Şimdi ise Seungmin küçük bir erkek çocuğu gibi yerinde duramıyordu. Sürekli hareket ediyor, bir şeyler soruyor, Chan'ı arıyor ve cevap alamaması sonucunda da bir güzel sövüyordu eşine. "Hala açmıyor ya! Onuncu arayışım bu. Başımıza ne geldiyse bu telefonları açmaması yüzünden geldi, boşayacağım onu."
Jisung yarım ağız sırıtırken göz devirdi. Arin'leri geri dönmüştü ve genç adamın her şeyin eskisi gibi olacağına inancı artık tamdı. "Dudağına yapışacağına yemin edebilirim ama ka-" Kafasına yediği su şişesiyle yüzünü buruşturdu. "Ahh, acıdı."
𓇬
Joshua Bassett kılıklı
YUNA
YUNA BAKMAN LAZIM
YEMİN EDERİM ÇOK ÖNEMLİ
ARIN
Joshua Bassett kılıklı yazıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let go | Chanmin • Changlix
Fanfictionseo.yuna: Babanın babamdan uzak durması için kaç para istiyorsun söyle. liabang: ha? Yan shipler | Hyunin • Minsung !!! Amatörce yazıldı.