➺31 [Final, Part 1]

1.3K 143 42
                                    

Note; Özel bölüm istiyorsanız Final Partlarındaki sınırlar dolmak zorunda arkadaşlar

Sınır; 65 Vote, 65 Yorum

3 AY SONRA

Lia, aramayı kapatırken hızlı adımlarla karşısındaki parka ilerledi. Herkes gelmişe benziyordu. Buradan gördüğü kadarıyla salıncakların birinde Sunoo, diğerinde ise Yuna oturuyordu ve Jihoon ikisini bir sallamaya çalışıyordu. Yuna zavallı çocuğu süründürüyor ve Jihoon bunu sorun etmiyordu ama sırf Yuna kendisini affetsin diye Sunoo'nun her şeyine katlanmak zorunda kalıyordu. Sunoo ise Lia etrafta yokken Jihoon'un işini zorlaştırıyor, o varken ise süt dökmüş kedi gibi davranıyordu.

Taş yoldan geçip parka girerken dönüp arkasına baktı. Evinin sitesindeki parka gelmişti, iki dakikalık yol bile değildi ama dayanamamıştı. Kimse yoktu, bunu biliyordu ama hala yalnız kalamıyor, tek başına bir yere gidemiyordu. Bunu atlatmak için terapi görse da daha bir etkisi olmamıştı seansların.

Önüne dönüp arkadaşlarına seslenip dikkatlerini çekerken el salladı Lia. Sunoo, sesi duyar duymaz oturduğu yerden kalkıp hızlı adımlarla yanına ilerlemiş, onu kollarına almıştı. Lia şaşırsa da boynuna sarıldı karşısındaki gencin.

"Seni evden almama izin vermeliydin." Sunoo, Lia'dan uzaklaşırken huysuz bir tonda konuştu. Buluşmayı ayarladıktan sonra onunla konuşup evden almak istediğini parka birlikte geçebileceklerini söylemişti ama Lia kabul etmemişti. Ne yaptıysa genç kızı ikna edememişti. Bu yüzden biraz tartışmışlar, olay Lia'nın kızıp telefonu Sunoo'nun yüzüne kapatmasıyla bitmişti.

"Gerek yoktu, iki adımlık yer biliyorsun." Ki doğruydu da, birinin almasını gerektirecek kadar uzak değildi. Zorlasa belki buradan evini bile görebilirdi.

"Sitede kaybolabilirdin." Aslında kaybolmazdı ama Sunoo bu, altta asla kalmıyordu.

"Hayır kaybolmazdım Sunoo, üç yaşında değilim."

"Daha iki buçuk ay oldu buraya taşınalı, gayet de kaybolabilirdin." Doğru, taşınmışlardı. Hastaneden taburcu olur olmaz evlerini değiştirmişlerdi. Hiçbiri o evde yaşayamazdı artık. Lia orada yaşadığı korkunç anları, Chan ise eve girdiğinde salonunun ortasındaki kızının kanlarının oluşturduğu gölü unutamazdı. Oraya dair en az travmalı olan Seungmin'di ama o bile nefret ediyordu.

"Az bir süreymiş gibi konuşuyorsun şuan. Görmüyor musun iyiyim ben." Lia bıkkın bir sesle konuşurken saçlarını geriye doğru taradı. Sunoo'yla bu konu hakkında daha fazla tartışma içerisine girmek istemiyordu.

"Hiç korkmadın mı yani gelirken?" Lia, gence bakarken iç çekti. Sunoo, tek kaşını kaldırmış ona bakıyordu. Korktuğunu biliyordu kızın, onu ve arkasına dönüp bakışını görmüştü. Ama kalkıp yanına gitmek onu daha çok tedirgin eder diye olduğu yerde kalmış, izleniyor gibi hissetmemesi için kendisi seslenene kadar bakmamıştı bile.

Lia ise korktuğunu söylerse gencin elinden hiç kurtulamayacağını bildiğinden başını iki yana sallamış, omuz silkmişti. "Korkmadım."

Sunoo, göz devirmemek için kendini tutarken "Peki." demiş ve onları bekleyen arkadaşlarının yanına ilerlemeye başlamıştı. Lia, onun arkasında kalıp gidişini izlerken yutkundu. Bozuk morali daha da bozulmuştu işte. Sunoo'yla tartışmayı hiç sevmiyordu.

Yuna, yanlarına gelen arkadaşlarına bakarken yüzündeki gülümseme hafifçe soldu. Tartıştıklarını biliyordu, Sunoo Lia'yı beklerken anlatmıştı ama belli ki hala aynıydılar. Oysa Yuna, Sunoo neredeyse koşarak Lia'yı karşılamaya gittiğinde aralarının düzelteceklerini düşünmüştü. Iş başa düşmüştü anlaşılan. "Merhaba komşu."

Let go |  Chanmin • Changlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin