➺ 35 "Özel Bölüm (2) (24 Mayıs 2024) "

167 22 14
                                    

Seungmin bebek arabasını keyifsizce sallarken gözlerini lisenin giriş/çıkış kapısından ayırmadı. Gerginlikten sol ayağını sallamayı kesemezken bir yandan da oğlunu uyutmaya çalışıyordu. Sürekli etrafta dolaşıp durduğu, kendi ve çevresindeki insanlar gibi oğullarını da strese soktuğu için bir süre önce Chan tarafından kucağa çekilmiş ve oturtturulmuştu ama eli dursa ayağı durmuyordu. Sabahtan beridir burada bekliyorlardı. Sınav bitmek üzereydi, beş dakika kadar bir süre kalmış, öğrenciler çıkmaya başlamıştı bile ama onun Arin'i hala yoktu.

"Seungmin, lütfen dur artık.." dedi Chan bıkkın bir sesle, elini eşinin ayağına koyup bastırırken. Kendisi de acayip gergindi ve ne zaman biraz sakinleşse eşinin oflamaları, volta atmaları onu eski halinden daha beter hale getiriyordu. "Deli edeceksin beni, sakin ol artık, çıkacak şimdi."

"Anlamıyorsun." Derin bir nefes alırken tırnaklarını yediğini fark etti. Yüzünü buruşturup elini ağzından çekerken kocasına döndü. "Şimdiye çıkması gerekirdi."

"Ona erken çıkmamasını, tüm zamanını kullanmasını söyledik ya?"

Kafasını iki yana salladı. "Hayır, hissediyorum. Bir sorun var." Chan'ın kendi kendine, olması gerekenden biraz daha sesli şekilde, sabır dilediğini duyunca ters ters baktı. Anlamıyordu işte. Seungmin tam kalbinin ortasında bir yük hissediyordu. Arin sınava girdikten on dakika sonra başlamıştı bu şekilde hissetmeye. O zamandan beri bir şey olmuş olmaması için dua ediyordu. İçindeki hissin ağırlığının aynısını Arin de hissediyor muydu bilmiyordu, ama öyle olmaması için dua etti. Bebeği son zamanlarda çok zorlanmıştı, bunun üstüne sınavı da eklensin istemiyordu.

Baba olduğundan olsa gerek, Seungmin hiç kızıyla ilgili olan hislerinde yanılmamıştı. Sınav süresi bitmesine rağmen okuldan çıkmayan Arin ise bunu kanıtlıyordu. Oturduğu yerden kalkıp etrafa bakınmaya başladı. Eşinin daha çok endişelenmeye başladığını gören Chan ise oturduğu yerden kalkıp önüne geçti. Sabrı cidden tükenmek üzereydi. Bu sıcak havada saatlerdir bekliyorlardı, Jake'i zaptetmek yeterince zor değilmiş gibi bir de Seungmin'le uğraşmak zorunda kalmıştı sınav süresi boyunca. Zaten Lia için o da oldukça endişeli ve gergindi, eşinin bu pesimist hali hiç yardımcı olmuyor, askeri zorluyordu. "Seungmin, başlama yine."

"Sınav süresi bitti-"

"Herkes aynı anda çıkıyor, tıklım tıklımdır içerisi. Tüm süresini sonuna kadar kullanması kötü bir şey olduğu anlamına gelmez ki, birazdan burda olur. Gereksiz yere germesen mi artık ortamı?"

Seungmin duyduğu şeylerle bir süre kalakaldı. Gereksiz yere ortamı geriyorsun da ne demekti? Kızı için endişelendiği için suçlu mu olmuştu şimdi? Tabi ki endişelenecekti. Kızı aylarca bu sınav için çalışmıştı. Dört yılın hepsini iki kitapçığa sığdırmışlar ve o kadar testi de bir günde çözmelerini istemişlerdi. Lia ve daha nice gencecik çocuklar saatlerdir içerde gelecekleri için savaşıyorlardı. Üstüne üstlük kızını sınava gönderirken hiç iyi de görünmemişti gözüne. Kalbinde hissediyordu bir şeyler olduğunu. Endişelenmeyip ne yapacaktı? Garip olan kendisinin endişesi değil, Chan'ın sakinliğiydi.

"Gereksiz yere mi? Ben sana kendimi neden anlatamıyorum ya. Burada hissediyorum burada." Eliyle göğsünü gösterdi. "Kafamın içinde duyuyorum bana seslenişini sanki. Onun üzüntüsü bana aktarılıyor, kendi üzüntüm gibi içimi huzursuz ediyor. Senin aksine benim kızımla aramdaki bağ, bunları hissedecek, onun iyi olup olmadığını görmeden bile anlayacak kadar güçlü."

Pekala, bu biraz ağırdı. Seungmin bunu neden söylemişti, nasıl söylemişti bilmiyordu. Sözler ağzından birden çıkıvermişti, düşünmemişti bile. Chan'ın bu konuda kendini ne kadar boktan hissettiğini biliyordu. Eskide olan her şeyi geride bıraksalar da hala telafi etmeye çalışıp çabaladığını görüyordu. Her şeyi geçtim, bunu söylemesi ona haksızlıktı. "Chan-" Özür dileyip pişmanlığını dile getirmek için eşine doğru bir adım atsa da asker, elleriyle yüzünü ovuştururken duymak istemediğini belli etmek ister gibi arkasını dönmüştü ona. Eşinin ona kolay kolay tavır almayacağını biliyordu doktor. Onlar konuşur anlaşır anlaşamazlarsa tartışır hatta kavga bile ederlerdi ama günün sonunda Chan hep ona giderdi. Tavır yapan genelde kendisi olurdu. Sarılmalara karşılık vermez, soruları cevapsız bırakır, göz teması kurmazdı ama Chan sarılmayı asla bırakmaz, anlamsız da olsa bir sürü soru sorar, inatla Seungmin'in baktığı yerde olurdu.

Let go |  Chanmin • Changlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin