BÖLÜM 4
Geçen günlerle birlikte Jisung kendine bir düzen oluşturmuş ve alışmıştı hatta geçen süre zarfında Felix ile yakınlaşmıştı. Okuldayken birlikte zaman geçiriyorlardı ve baya iyi de anlaşıyorlardı. Felix onu Chan ile de tanıştırmıştı. Chan Jisung'a sevgi dolu bir biçimde yaklaşmış eğer bir sorunu olursa kendisine söylemesini beraber halledebileceklerini söylemişti.
Jisung da ara sıra söz yazardı fakat kendini pek profesyonel bulmazdı bundan dolayı sadece kendine saklardı. Changbin birkaç kere sözleri onlarla da paylaşabileceğini söylese de hep bakarız diye geçiştirirdi. Changbin Chan'a da bundan bahsetmişti birkaç gün önce ve Chan fazlasıyla ısrar etmişti ona göstermesi için. Onu cesaretlendirmeye çalışmış "en azından görelim eksik bir şey falan varsa birlikte düzeltiriz kendini de geliştirmiş olursun hem de bu senin için yeni bir olanak olmuş olur.'' demişti.
Etrafındaki insanlar dese ikna olmazdı sonuçta çoğunlukla etrafımızdaki kişiler bizi her zaman mükemmel bir şekilde görür eksikleri yüzümüze vurmaktan çekinirlerdi fakat daha Jisung'un hayatına yeni yeni giren Chan'ın bu destekleyici konuşması onu ikna etmişti. Bu akşam Changbin ile birlikte Chan'ın küçük stüdyosuna gidecekler ve biraz sohbet edip şarkı sözlerine bakacaklardı.
''Bu akşam Chan'ın stüdyoya gidecekmişsiniz.'' Felix ve Jisung ders arasında kantinde oturmuş sohbet ediyorlardı. "aah evet Chan benim yazdığım şarkı sözlerini görmek istedi de.'' bu duyduğu bilgi Felix'i şaşırtmıştı. "Sen şarkı sözü de mi yazıyorsun?'' jisung önündeki kahve içtiği karton bardakla oynarken biraz utanmış bir şekilde konuştu. "evet ama öyle abartılacak bir şey yok kendi çapımda yapıyorum hobi olarak. Chan çok ısrar edince işte göstereyim dedim.''
"jisung harikasın çok iyi dans ettiğin yetmiyormuş gibi söz de yazıyorsun... bu muhteşem.'' jisung kendisine parıldayan gözlerle iltifat yağdıran arkadaşına minnetle baktı. "böyle düşündüğün için sağol.'' felix'e gelen mesaj ile birlikte telefonunu eline almış ve okuduktan sonra gülümsemişti.
"Şey Chan mesaj atmıştı çağırıyor da yanına gitsem sorun olur mu?'' Jisung sorun değil anlamında elini sallayarak "Gidebilirsin tabii ki de.'' masadan kalkan Felix "Sen var ya bir tanesin. o zaman ben gidiyorum, görüşürüz.'' Jisung ona güldükten sonra arkasından görüşürüz diye bağırmıştı.
Felix'in arkasından kahvesini içip etrafa bakarken kantine giren Minho'yu görmüştü. Minho önce kendine bir kahve aldı ve herhangi bir masaya oturmak için adımladı. Fazla dalgın görünüyordu hatta yanından geçerken Jisung'u göremeyecek kadar. Jisung Minho yanından geçerken kolunu tuttu. "Minho'' Minho irkilerek ona döndü. "Jisung sen miydin ben de oturacak yer arıyordum.''
''Hadi gel yanıma otur.'' dedi jisung karşısındaki sandalyeyi gösterirken. Minho biraz yorgun gibi gözüküyordu kafasını sallayıp oturdu.
JİSUNG'UN AĞZINDAN
Masadaki başka bir tane daha kahve kartonu görmesiyle ''Başka birini mi bekliyordun?''dedi kahveyi göstererek.
"Yok ya az önce Felix vardı da Chan'ın yanına gitti çağırınca koştura koştura unutmuş kahvesini.'' dedim hafifçe gülerken.
Zorlama olduğu belli olan gülümsemesini bir süre gösterip "İyi anlaşıyorlar baya ayrılmıyorlar birbirlerinin diplerinden.'' dedi.
Bu halleri değişik geliyordu hiç bu kadar modu düşük görmemiştim onu.
"Minho bir sorun mu var geldiğinden beri suratın asık.'' dedim ilgiyle. "Yok bir şey.''
"Anlatmazsan anlarım tabiykide de endişelendim senin için ve bir de kötü bir yalancısın.''
![](https://img.wattpad.com/cover/291992712-288-k861535.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sway me more | minsung
Fanfiction"siktir" dedi sessizce "siktir bunu görmemeliydim." Merdivenleri ses çıkarmadan aceleyle indi. Şimdi ne yapacaktı. Gördüklerini ona bahsetmeli miydi?