Sizleri seviyorum ve iyi okumalar dilerimm❤️
BÖLÜM 27
Minho son günlerdeki en rahat uykusundan uyanmıştı. Gözlerini ovarak komodindeki telefonuna uzandı. Saat nerdeyse öğlen ikiye geliyordu. En son gece Jisung sahneye çıkıp şarkıyı söyledikten sonra büyük bir kaos yaratıp bardan çıkmışlardı. Büyük bir kaos diyorum çünkü millet Jisung'un sesine ayılıp bayılmışlardı ve kimse şarkıyı daha önce duymadığı için herkesin ona karşı büyük bir merak duyguları oluşmuştu. Ama sağolsun Minho'ya Seungmin ve Jihyo yardım etmişlerdi de o kalabalıktan kurtulmuşlardı. Bir ara da Chan gelip Felix'i almıştı.
Jihyo... Başta tanımadığı ve yabancı olan bu kıza büyük bir minnet hissediyordu Minho. İkilinin arasında güzel bir köprü olmuştu. Jihyo, Jisung'u boğulduğu okyanustan kurtarmıştı ve kıyıda onun yanına gitmeye korkan Minho'nun yanına getirmişti. Minho onu kurtamaya gidip Jisung'u daha da çok boğmaktan korkmuştu belki de.
Birbirlerinden kaçtıkları günler sonunda birbirlerine ilk yaklaştıkları an, çok konuşmadan konuyu çözmüşlerdi. Evet o an konuyu çözmüşlerdi ama gece eve iki gibi geldiklerinde yatağa uzanıp tavana bakarak biraz daha konuşmuşlardı.
Jisung ona, gösteriden sonra okuldan çıkarken onu durduran Min Seo'nun takıntılı eski sevgilisinden bahsetmişti. Bugün ona bir seyler diyecekmiş. Minho başta kabul etmemişti fakat Jisung gideceğini problemin neyse çözeceğini söylemişti. Bunun içine Min Seo da dahildi. Jisung bugün uykusunu güzelce aldıktan sonra ikisiyle de problem neyse çözecek ve halledecekti. Minho hala Min Seo ya da o çocuk ile buluşması konusunda gergindi fakat Jisung'un kafasına koyduğu şeyi yapabileceğini ve kimsenin vazgeçiremeyeceğini de biliyordu. Belki de bu yüzden Jisung'u o çocuğun karşısına çıkarmaktan endişeli değildi. Jisung kendisine her ne kadar hep nazik hep çok tatlı bir dille yaklaşsa da onun dominantlığını ve ciddi tarafını her zaman hissedebiliyordu.
Minho bunları düşünürken göğsünde yatan beden hafif kıpırtılarla gözlerini açmıştı. Jisung hemen yanında Minho'yu görmesiyle gülümseyip ona doğru atılıp sarıldı. "Günaydın sevgilim." Minho ona sarılan kollar ve yüzünün her yerine konulan öpücüklerle kıkırdadı.
Jisung'un küçük ve bol öpücüklerini özlemişti.
"Günaydın güzelim istersen daha uyuyabilirsin saat iki."
"Hiç olmadığım kadar iyiyim sanırım ama ağrı kesici alsam iyi olacak kafam pek iyi değil." dedi gülerek.
Minho onu altına alıp yüzyüze gelmelerini sağladı. "Dün gece yediğini hurmalar Jisung bey.. bu tür durumlara yol açabilir tabii ki de."
Jisung kahkaha attıktan sonra kollarını Minho'nun boynuna dolamıştı ve iyice çekmişti. Ani çekişle hafifçe dudakları birbirlerine çarpmıştı. Etkileşimle ikisinin de kalp atışları artmış ve ortamın havası değişmişti. "Haklısınız Minho Bey." dedi ve öne doğru atılıp yarı yolda Minho'nun onu karşılamasıyla dudaklarını birleştirdi. Öpüşmelerinin içine dilleri de karıştı ve bir süre sonra nefeslenmek için geriye çekildiler. Alınları birbirlerine yaslı gözleri kapalı bir şekilde dururlarken Jisung konuşmaya başladı. "Minho sana bir sözüm vardı hatırlıyor musun?"
Minho anlamayarak gözlerini açtı ve ona bakan Jisung'a "Ne sözü güzelim hatırlamıyorum." dedi.
Jisung Minho'nun kollarını okşayarak "Hani annemin geldiği sabah biz..." demesiyle Minho'nun yüzünde bir sırıtış oluşmuştu. Anladığını fark eden Jisung yeniden öpmek için uzanmıştı fakat Minho "Ağrı kesici alman lazım ama. Bence sabah seksi sözünü daha sonra yapabiliriz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sway me more | minsung
Fanfiction"siktir" dedi sessizce "siktir bunu görmemeliydim." Merdivenleri ses çıkarmadan aceleyle indi. Şimdi ne yapacaktı. Gördüklerini ona bahsetmeli miydi?