🎶 Bölüm şarkısı: less i know the better/tame impala
***
Louis, Harry'nin isminin söylendiğini duyup mutfağa geçmişti. Karşılaştığı manzara ile kaşları çatıldı ve boğazındaki düğüm yutkunmasını zorlaştırdı. Gözlerine inanamıyordu. Bu kadarı çok fazlaydı. Tüm bu hislerin tek taraflı olması onu derinden yaralamıştı. Harry'nin esmer kızın belini kavrayıp uzun uzun öpüşünü izledi. Kaçıp gitmeyecekti, bu acıyı asla unutmamak için anı beynine kazımak istedi. Demek ki, o her şeyi yanlış anlamıştı. Birkaç kez öpüştüler hatta ona dokundu diye bir anda sevgilisi olmamıştı sonuçta. Louis her zamanki yaptığı şeyi yapıp kendisini kaptırmıştı. Neden bir daha asla kimseye aşık olmayacağı sözünü verdiğini kendisine bir defa daha hatırlatmış oldu. Yanında Zayn duruyordu, ona dönüp "Bu ne sikim?!" diye sordu öfkeyle."Dostum. Bende senin kadar şaşkınım."
"Neyse ne. Bizi ilgilendirmiyor. Ben şurdan bir viski şişesi yürütüp eve gideceğim."
"Bende geleyim bekle-"
"Yorgunum, Zayn. Yarın okulda görüşürüz." Louis gerçekten hiç modunda değildi. Hiçbir şey yapmak istemiyordu. Eve gidip melankolik bir çalma listesi açıp bu gördüğü şeyi unutana kadar içmek sonra da yatıp zıbarmak istiyordu. Doğrusu, intihar planını aktive etmek için mükemmel bir geceydi fakat henüz kardeşlerine bırakabilecek kadar para biriktirememişti. Hiç kimsede bir iz bırakmadan, hayatlarına dokunamadan yok olup gitmek içler acısıydı. Hiçbir şeyi yoktu. Yapayalnız hissediyordu. Partinin tüm gürültüsünü arkasında bırakıp evine doğru yola koyuldu.
Eve vardığında rastgele bir şarkı seçip kendisine yarım bardak viski doldurdu. Çalan şarkının (Heat Waves/Glass Animals) sözleri gözlerini yaşlarla doldurdu, fakat yaşların dökülmesine izin vermedi. Elindeki bardağı sımsıkı kavradı. O, Louis'in sevgisini haketmiyordu. Harry'nin bu sonu gelmez akıl oyunlarından çok sıkılmıştı. Louis ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu. Buna daha fazla izin vermeyecekti. Harry niyetini çok açık belli etmişti. Bir kaç kadeh daha doldurup içtikten sonra midesi içerdeki her şeyi dışarı atmaya kararlıydı. Gecesi klozetin yanında uyuklayarak geçmişti. Kendisinden sahiden tiksiniyordu. Ne de olsa, güneşi görmeyen çiçek eninde sonunda kendini toprağa bırakırdı.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost In The Same Jungle
Fanfiction"Mavi gözlerin buharlaşıyor, ruhuma ve aklıma doğru. Rüyalarımda bile seni arıyorum, senin izini sürüyorum. Gerçek şu ki, uyandığım her an aklımdasın. Her. Kahrolası. Dakika. Sanki kemiklerime işlendin ve damarlarımda geziyorsun. Ne kadar çabal...