Şimdi öncelikle; Malum, ilk hikayem ve ayrıntılar hakkında ne yapmam gerektiğini henüz bilmiyorum. ithaf nasıl veriliyor ya?Allahım, lütfen bu bölüm çok sevgili canım okuyucum happytinylouis 'e ithaf olsun. Sevgilerle, Alis. He bir de, amin.
İkinci olarak; hiç içime sinmeyen bir bölüm oldu ama hikayenin akıcılığını bozmamak açısından yazmak zorundaymış gibi hissettim. Geç geldiği için de çok özür dilerriimm. Tamam susuyorum, keyfini çıkarın 💖
🎶Bölüm şarkısı; Twenty One Pilots/Stressed Out🎶
***
Alarmın sesi beyninin içinde bağırmaya başladığında Louis gözlerini açtı. Uykusu fazla hafifti ve henüz bunun iyi veya kötü birşey olup olmadığına karar verememişti. Dün gece ilk defa huzurlu bir uyku çekmişti.Bütün gece parlak yeşil gözlü, çikolata bukleli kıvırcık çocuğu düşündüğü için böyle hissettiğini kendisine itiraf etmek istemese de doğru söz yemin istemezdi. Uzun bir süre sonra ilk defa intihar dışında bir şey düşünmüştü, vay canına.
Kasıklarındaki baskı gittikçe rahatsız edici bir hal almaya başladığında yataktan kalkıp dağınık evin içindeki tuvaleti buldu.
Ortalığı bok götürüyordu ve Tanrı aşkına bu koku da neydi böyle? Birkaç hafta öncesinden kalan bayat pizzanın kokusu Louis'in terli tişörtlerinin kokusu ile birleşmişti. Bir koku daha vardı fakat bunun ne olduğunu çıkaramadı. Muhtemelen pasaklılığın kokusuydu.
İçinde yaşadığı pisliğe rağmen hala okyanus kokan saçlarını kaşırken bir yandan da pantolonunu arıyordu. En sonunda yatağın altında bulduğunda ona da bir küfür savurdu. Alarm ötmeye devam ederken, zıplayarak pantolonunu kalçalarından geçirmeye çalıştı. Üstüne kolları gövdesinden farklı bir renk tişört geçirip mutfağa girdi. Girdiğine pişman olması birkaç saniyeden daha fazla sürmemişti.
Acilen bu konuda bir şeyler yapmazsa, bir gün onu evinde kendi pisliğinde boğulmuş olarak bulabilirlerdi.Bir süre hareket etmeden mutfağın dağınıklığını seyretti.Kesinlikle burada yemeyecekti.Burada bulunmayacaktı bile.Yüzünü ekşitip mutfaktan çıktı.
Haftalardır doğru düzgün sıcak bir yemek yememişti.Karnını abur cuburla doyurup duruyordu.Kendisi yemek yapamıyordu ve bunu bal gibi biliyordu.Ne zaman yemek yapmak için mutfağa girse, işi bittiğinde o şey yenecek bir şey gibi görünmüyordu.
Aceleyle koyu yeşil vanslarını ayağına geçirip koşar adımlarla merdivenlerden indi.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost In The Same Jungle
Fanfiction"Mavi gözlerin buharlaşıyor, ruhuma ve aklıma doğru. Rüyalarımda bile seni arıyorum, senin izini sürüyorum. Gerçek şu ki, uyandığım her an aklımdasın. Her. Kahrolası. Dakika. Sanki kemiklerime işlendin ve damarlarımda geziyorsun. Ne kadar çabal...