🎶Bölüm Şarkısı: Louis Tomlinson/Habit 🎶
A/N: ⚠️ Smut Uyarısı ⚠️
Bölümde smut var, rahatsız olanlar için ben uyarımı yapayım da gerekeni siz yaparsınız.
Bu arada smut yazmanın ne kadar zor olduğunu neden kimse daha önce söylemedi bana hahajajs
Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar, yorumlamayı unutmayın aşkolar❤️***
"Kafamda bir sürü soru var. Cevap arıyorum ve sanırım... sadece senin verebileceğin cevaplar." Balkon korkuluğuna yaslandı.
"Sor bakalım." Dedi Louis merakla.
"Kızlardan hoşlanmadığıma nasıl emin olacağım? Veya erkeklerden hoşlandığıma? Yani evet, Kendall'a erekt olamadım ama belki...zamanla değişir mi?"
"Tanrım, bu konuşmayı yaptığımıza inanamıyorum. Pekala," dedi ve ufak bir duraksamadan sonra devam etti. "Bana kalırsa herhangi bir şeyin yüzde yüz olduğunu idda etmek gerçekçi değil. Özellikle konu cinsellikse, bu çok akışkan bir şey. Cinsel kimliğin keşfedilmek üzere seni bekliyor. Nelerden hoşlandığını yalnızca sen bilebilirsin, bu bir spektrum. Ben seni yönlendiremem. Hayat zaten deneyim işi değil midir? Sadece kendini iyi analiz edebiliyor olman gerekiyor, neyi isteyip istemediğini iyice gözlemledikten sonra yalnızca sen karar verebilirsin."
"Böyle bir şeyi kabullenmek benim için çok zor. Ben—Ben ailemin utanç kaynağıyım. Eğer ki...beni tedavi edebilecek bir şeyler varsa ben sanırım iyileştirilmek istiyorum. Bana yardım edebilecek birini biliyor musun?"
"Yüce İsa aşkına, Harry! Kendine ancak sen yardım edebilirsin!" Louis derince iç çekti. "Alevler içinde yanan bir eve doğmuş olman dünyanın da alevler içinde yandığı anlamına gelmez. Biraz düşün bunu." Dedi ve sonrasında balkonun bir köşesine bıraktığı içkisini aldı.
Gözler önünden kaybolmadan önce bir kaç kez Harry arkasından seslenmişti. "Bu bir tedavi olmadığı anlamına mı geliyor? Louis! Ugh!"
Artık elinden gelen tek şey eve gidip kendisini yarının getirmek üzere olduğu kaosa hazırlamaktı. Ellerini ceplerine soktu ve evin ön bahçesine doğru yürürken Niall ve Liam'i farketti. Adımlarını onlara yöneltmişti. "Hey! Gidiyor musunuz?"
"Evet dostum, yarın antreman günü. Maalesef, Zayn kadar sorumsuz olamıyorum!" Dedi Liam. Harry tebessüm etti. "Birini mi bekliyordunuz?"
"Louis geleceğini söylemişti. Sen de eve mi gidiyorsun?" Sordu Niall.
"Evet. Fırtına çıkmadan yürümeye başlasam iyi olur." Dedi yavaştan hırçınlaşan havayı işaret ederek.
"Hey, bekle bir saniye, Lou ile karşı komşu değil miydiniz?" Harry kafa salladı. Cevap vermek üzere ağzını açacakken Louis bir anda belirip kolunu Liam ve Niall'ın omzuna attı. "Sahiden bekleyeceğinizi bilsem biraz daha hızlı olurdum! N'abersiniz?"
"Palyaçoluğun zamanı değil. Haberleri izlemedin mi? Fırtına yaklaşıyor. Başlamadan dağılalım."
"Sakin ol Payno, daha önce hiç ıslanmamış gibi konuşuyorsun."
"Kuru kalmayı tercih ederim, teşekkürler. Niall ile bisikletle döneceğiz. Harry'de eve gidiyormuş, zaten aynı yerde oturuyorsunuz, sizde birlikte dönün."
Harry ve Louis göz göze geldi. Utanarak gözlerini ilk kaçıran Harry oldu.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost In The Same Jungle
Fanfiction"Mavi gözlerin buharlaşıyor, ruhuma ve aklıma doğru. Rüyalarımda bile seni arıyorum, senin izini sürüyorum. Gerçek şu ki, uyandığım her an aklımdasın. Her. Kahrolası. Dakika. Sanki kemiklerime işlendin ve damarlarımda geziyorsun. Ne kadar çabal...