"Kendinden geçmeye hazırlan." Dedi Louis garajın kapısını açarken. Otomatik kapı tamamen açıldığında garajın içindeki büyük bateri setini gözler önüne serdi. Harry şaşkınca Louis'e baktığında Louis kocaman sırıtıyordu."14 tane monte edilmiş tom, 8 tane bass tom, 4 tane splash, 10 tane çıngırak, 5 tane de trampet.....hepsi de benim dörtlü bateri sistemime monte edildi. Şu güzelliği görüyor musun?" büyük bir tutkuyla konuştu. Açıkçası Harry birazcık hayal kırıklığına uğramıştı. Daha harika bir şey görmeyi bekliyordu.
"Süpermiş, Louis."
Louis baterinin etrafını sardığı küçük sandalyeye oturdu ve bagetleri eline alarak önünde duran aletlerden havalı bir ses çıkardı.
"Biliyorsun... öğretmenler ve ebeveynler sürekli çalışmamızı istiyor, bende 'pekala, çalışacağım' diyorum. Ama bana yapmak istediğim şeyi yapmak için de zaman vermelisin. Ve benim yapmak istediğim şey, bu.Müzik benim tutkum. Bu artık benim kimliğimden bir parça. Demek istediğim şeyi anlıyor musun? Yaşamak için bir neden bulman gerekiyor dostum. Senin kendi perspektifinden o harika, devasa bateri setini bulman gerekiyor. Aksi taktirde sabah dediğin gibi, dünya berbat bir yer haline dönüşüyor."
Söylediği şeylerin sadece küçük bir kısmı düşünceleriyle uyuşmuyordu. Bateriden hala haz alsa da ondan vazgeçeli çok olmuştu. Hayattaki hiçbir şeyin onu yaşamaya teşvik etmediğini söyleyecek hali yoktu ya.
Harry bütün samimiyeti ile gülümsedi. Gamzeleri tekrardan ortaya çıkmıştı. "Belki de bir klarnet alırım." Omuz silkti. Louis kahkaha attı.
Harry kalbinde çiçekler açmış gibi hissediyordu. Yanında Louis olduktan sonra aşamayacağı bir zorluk olmayacağını geçirdi aklından. Büyük ihtimalle aptallık ediyordu ama hayatında ilk defa umursamayacak kadar mutluydu. Bütün bu hislerinin arkasında dostluk olduğunu sanacak kadar da aptal.
"Aç mısın? Efsane Tommo sandviçlerimden yapabilirim."
"Efsane Tommo sandviçleri?"
"Kendi buluşum...mükemmel kaşar ve nutellanın birleşimi-"
"Louis. İğrenç." dedi Harry yüzünü buruşturarak.
"Hey! Denemeden yargılama." Mutfağa doğru yürürken Harry onu takip etti. Louis dolabı açıp kaşarı çıkarırken Harry'de tezgahın üzerine oturmuş onu izliyordu.
"Nutella ile kaşarı karıştırmak aklına nerden esti?" Sordu Harry sırıtmamaya çalışarak.
"Bir gün dolabı açtığımda içinde yalnızca kaşar ve nutella vardı," Louis çabucak hazırladığı sandiviçi Harry'e uzatırken Harry kıkırdadı.
"Gerçekten iğrenç gözüküyor."
"Görüntü çok şeydir ama her şey değildir, Haz." Harry kuşkucu bir bakış atıp kendisine doğru uzatılan sandviçten küçük bir ısırık aldı. Tam yorum yapmak üzereydi ki büyük bir gürültüyle telefonu çalmaya başladı. Harry panikle telefonu kulağına götürürken Louis'te az önce Harry'nin ısırdığı sandviçten bir ısırık aldı.
"Efendim anne?- Ah hayır hayır, okuldayım bir araştırma ödevim var...uh...um...çikolata ve kaşarın yapısındaki şeyleri karşılaştırma."
Louis neredeyse gülecekti. Harry ile göz teması kurduklarında Harry ona eliyle yanına gelmesini işaret eden bir hareket yaptı. Louis yaklaştığında mavi gözlü oğlanın elindeki sandviçten bir ısırık daha aldı. "Özür dilerim....ama anne daha bitmedi," Harry ofladı. "Tamam geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost In The Same Jungle
Fanfiction"Mavi gözlerin buharlaşıyor, ruhuma ve aklıma doğru. Rüyalarımda bile seni arıyorum, senin izini sürüyorum. Gerçek şu ki, uyandığım her an aklımdasın. Her. Kahrolası. Dakika. Sanki kemiklerime işlendin ve damarlarımda geziyorsun. Ne kadar çabal...