I've got a Burning Desire for You, Baby

306 43 160
                                    



Hall Cross lisesinde sıradan bir cuma günüydü. Öğle teneffüsünde futbol takımı oyuncuları sahada antreman yaparken amigo kızlar da bir köşede yeni hareketlerinin provasını yapıyorlardı.

Harry tribünlerin en üstlerinde bir koltuğa yerleşmiş, elindeki kahverengi defteriyle futbol antremanını izliyordu. Louis'e baktıkça ilham alıyor ve deftere daha çok şey yazmaya koyuluyordu. Bu haylaz oğlan Harry'i büyülemiş gibiydi.

Louis oradan oraya sekiyor bir türlü yerinde    durmayarak takım arkadaşlarının işini oldukça zorlaştırıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Louis oradan oraya sekiyor bir türlü yerinde durmayarak takım arkadaşlarının işini oldukça zorlaştırıyordu. Bunu yaparken çok eğlendiğini onu izlerken anlayabiliyordunuz. Takımdakilere maç arası bir şeyler söyleyip kahkahalarla gülüyordu. Bazıları Louis'e katılıp kahkaha atarken kimisi de sinirleniyordu. Harry onları duymasa da Louis'in her zaman ki formunda olduğunu anlaması güç değildi. Etrafını bir güneş gibi aydınlatıyordu.

"Hey Harry! Harry? Harry?! Dünyadan Harry'e? Beni duyuyor musun?" Kendall Harry'nin önüne doğru ellerini salladı.

"Oh. Merhaba, Ken." Cevapladı Harry sarsılmış bir şekilde.

"Dakikalardır sana çağırıyorum! Daldın gittin öyle. Seni burada görünce provadan kaçıp selam vermek istedim. Beni izlemeye mi gelmiştin?"

"Um...ben aslında Niall'ın antremanın bitmesini bekliyorum. Onunla konuşacaklarım var. Ama seni de gördüm, çok iyiydin!"

"Teşekkürler, tatlım. Akşama parti verdiğimi söylemiştim. Umarım unutmamışsındır. Tabiki de geliyorsun, değil mi?"

"Merak etme, orda olacağım." Kendall'a gülümsedi.

"Harika!" Genç kız prova alanına doğru bakıp devam etti. "Prova bitmek üzere. Beni çağırıyorlar sanırım, gitmem gerek. Akşama görüşürüz canım." Ardından koşarak sahaya geri dönmüştü.

'Canım mı?!' Diye geçirdi içinden Harry, gözlerini istemsizce devirirken. Kendall ona artık böyle takma isimlerle mi seslenecekti? Bu gerçekten mide bulandırıcı olurdu. Başkalarının önünde söylememesini ummaktan başka yapacak bir şeyi yoktu.

Oğlanların da provasının bittiğini ve soyunma odasına doğru tempolu ve yavaş şekilde koştuklarını gördü. İçerideki kalabalığın yatışmasını bekledikten sonra gitmeye karar verdi. Bir sürü kişinin ter kokusunu koklamaya ve hatta sözlü zorbalığa uğramaya niyeti yoktu. Hep en geç Niall hazırlanıyordu ve onu beklemek için futbolcuların soyunma odasına bir çok kez girmişti. Fakat şimdi Niall ile araları bozuk olduğundan geriliyordu.

Lost In The Same Jungle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin