"Yaşadığım zor şeyleri sırtımda hep bir kambur olarak görürdüm. Canımı yakan, her geçen gün daha da ağırlaşan, nefesimi kesen, adımlarımı yavaşlatan bir kambur. Hayatıma giren iki kişiyle fark ettim gerçeği. Bir kambur olarak gördüğüm acılarım aslın...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ANLAYIŞ
Yazardan;
"Annenin bir şeyler yapacağını tahmin etmeliydin"
Kıravatını çıkardı Hae In. "Tahmin ediyordum zaten sadece soohyun'u devreye sokmasını ve soohyun'unda bunu kabul etmesini beklemiyordum"
"O gün jisooyla tartışsamda ji woonun şu an onda kalması en iyisi" diyen jeonghana kaşlarını kaldırarak döndü Hae In. Son hızla jisoonun evine gidiyorlardı. Arabayı jeonghan kullanıyordu. Lalisanın telefonuyla önemli bir toplantıyı kesip yola koyulmuşlardı. "Ona güvenmediğini sanıyordum" diyen Hae In ile sıkıntılı bir nefes bıraktı jeonghan. "Hâlâ güvenmiyorum sadece senin çevrene daha çok güvenmiyorum"
"Jisoo bana anlatmamakta haklıydı" diye mırıldandı. Annesiyle konuşmamıştı Hae In. Daha doğrusu onunla 2,5 yıldır konuşmuyorlardı. O yüzden bu duruma verdiği tepkiyi bilmiyordu. Bir oğlu olduğunu biliyor muydu? Yetimhaneye bırakıldığını yıllarca orada yalnız yaşadığını? Hae In her şeyi kenara bırakarak bunları annesiyle konuşmak istemişti. Fakat Jung Tae Ri onu görmek istememişti.
"Tabi ki de haklıydı. Delirmiş eski nişanlın adamlarla kapısına dayanmış"
"Şu sözlerini asla jisoonun yüzüne söylemezsin" dedi Hae In. Jeonghan böyleydi, samimi duygularını samimi olduğu insanlara gösterirdi. "Yetiştirme yurduna sen mi gitmek istersin birini mi yollayayım?" dedi jeonghan. İkizinin yurda nasıl bırakıldığını araştırmak istiyorlardı. "Birini göndermek yerine kendim gitsem çok daha iyi olur" dediğinde jeonghan hak verircesine kafasını salladı. Araba sonunda jisooların evlerinin önünde dururken Hae In anında inmiş ve eve yönelmişti. Jeonghan'ın ise bakışları evin park yerinde duran arabaya takılmıştı. Dedektifin arabasıydı. Sırıttı bugün şanslı günündeydi. Bu evde eğlenecebileceği birileri vardı.
Açık kapı ve hemen evin içindeki kargaşayla karşılaştı Hae In. Seungcheol ve iki adam birbirlerine silah doğrultmuştu. Ji wooyu bu kargaşada görmediği için biraz olsun rahatlarken köşeye kayan gözleri şaşkınlıkla açıldı. Kim Jisoo Soohyun'un boğazına yapışmıştı. Tam onlara adımlamaya başlamışken jisoo soohyun'u bırakmıştı, soohyun nefes nefese kalıp öksürmeye başlamıştı. Hae In anında soohyunun yanına gelip kolunu tuttu. Yüzü kıpkırmızı olmuş kadına endişeyle bakıyordu.
