satır arası yorumlarınızı bekliyorumm beni o güzel heyecandan mahrum etmeyinn keyifli okumalarr
GERÇEK JUNG HAEIN
Kim Jisoo;
"Üzülme demiş uzun saçlı kadın. Yalan söyleselerde acı cümleleri olsada üzülme, ben sana ayağa kalkmayı öğreteceğim. Yalnız kaldın sanacaksın fakat beni görmesende öğrettiklerim sayesinde asla yalnız olmayacaksın. Anılarımız hep kalbinde sana bir sürü şey öğretmiş olarak kalacak seninle. Mevsimler geçecek, her mevsimi hissedeceksin teninde. Her hissettiğinde biraz daha büyüyeceksin. İşte o zaman ben yanında olsamda olmasamda gurur duyacağım seninle" okuduğum kitaptaki paragrafla durdum istemsizce. Ji wooya uyumadan önce kitap okumak istemiştim. Paragraf o kadar güzeldi ki içinde hem annesini hem babasını hemde beni bulabilirdi. Gözlerimi yanımdaki ona çevirdim normalde kitap okumaya başladığımda gözlerini kapatırdı fakat okuduklarım onunda dikkatini çekmiş olacak ki gözleri açık bana bakıyordu.
8 yaşında minik bir oğlan çocuğu. İlk önce babasını kaybetmiş ve annesine bile o küçük kalbiyle küsmüştü. Sonrasında iste annesini kaybetmişti. Bazen, bazen ji woonun hissettiği şeyleri hissedebiliyordum sanki. Eminim ki o minik kalbi çok pişmandı. Annesine tekrar sarılmak için neler vermezdi ki minik bedeni... Gözlerim doldu. Birkaç ay öncesine kadar en son ağladığım zamanı hatırlamazdım ji woo hayatıma girdiğinden beri istikrarlı olarak ağlıyordum. Kim bilir belki beni de bu tuzlu yaşlar iyileştiriyordu. Ağlamak iyi geliyordu belkide.
"Ne kadar güzel ve doğru şeyler söylemiş değil mi? Sevgi çok güzel bir duygu ji woo. Seni de çok seven var. Baban, annen... Şimdi yoklar diye üzülme ne diyor uzun saçlı kadın. Yanında olmasamda anılarımız kalbinde kalacak. Onlarla çok güzel anıların olmuş" anıları olduğunu biliyordum çünkü aile albümleri ji eun'un bavulundan çıkmıştı. Fotoğraflarda kocaman gülümseyen ji woo'yu gördüğümde dakikalarca fotoğrafı izlemiştim. Bir gün o gülümsemeyi canlı görecektim. Düşüncelerimi yatakta bana yaklaşıp belime sarılan kafasınıda koluma koyan ji woo böldü.
Minik adamım her geçen gün daha büyük adımlar atıyordu hayata karşı. Kokusunu kocaman içime çekip saçını öptüm. "Bir sürü güzel anılar daha biriktireceğiz. Sen, ben, rosé, jennie, jaehyun, amcaların, halan hatta uyuz seungcheol bile. Bir sürü şey öğreneceğiz birbirimizden" daha sıkı sardım onu kendime. "Ben hep yanında olacağım, en çokta öğrendiklerimizle"
Birkaç dakika sonra nefesleri düzene girerken uyuduğunu anlamıştım. Jennie ile bugün tam 4 saat terapi yapmışlardı. Yorulduğu belliydi. Okula gidemesede evden derslere devam etmesi gerekiyordu. Jennie bunu halletmeye çalışıyordu. Pek yol kat edemediğini söylesede ji woonun bazen tepki verdiğinide söylüyordu. Ji woo amcasını sormuyordu. Fakat biliyordum. Merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost | Kim Jisoo
Fanfiction"Yaşadığım zor şeyleri sırtımda hep bir kambur olarak görürdüm. Canımı yakan, her geçen gün daha da ağırlaşan, nefesimi kesen, adımlarımı yavaşlatan bir kambur. Hayatıma giren iki kişiyle fark ettim gerçeği. Bir kambur olarak gördüğüm acılarım aslın...