"Yaşadığım zor şeyleri sırtımda hep bir kambur olarak görürdüm. Canımı yakan, her geçen gün daha da ağırlaşan, nefesimi kesen, adımlarımı yavaşlatan bir kambur. Hayatıma giren iki kişiyle fark ettim gerçeği. Bir kambur olarak gördüğüm acılarım aslın...
Öncelikle selamlar biraz duygusal bir bölüm oldu yazarken gözlerim falan doldu arada ama hallettik bir şekilde. Satır arası yorumlarınızı bekliyor olacağım🦋
ilk defa bir bölüm şarkısı koyacağım ; Madrigal Geçme Artık Sokağımdan
Jİ WOO GİBİ
Göz yaşları diz çöktüğü beton zemini ıslatırken titreyerekte olsa öfkesinden güç alarak ayağa kalktı. Göz yaşlarını ellerinin tersiyle hızla sildiğinde burnunu çekti ve adımlarını lunaparka çevirdi. Kalabalığa girdiğinde herkes eğleniyor ve gülüyordu.
Onun minik adamını elinden almışlardı ama buradaki herkes gülüyordu. Nefesini içine çekmeye çalıştı, beceremedi. Onun nefesini almışlardı ama buradaki herkes eğleniyordu. Gözleri hızla etrafını taradı. Kafenin dışında oturmuş bir çiftin masasındakilere baktığında istediğini bulmuş gibi oraya yönelmiş ve çift daha bir şey diyemeden bıçağı almıştı. Gözü dönmüştü bir kere.
Ji woosuz kalmıştı.
Ji Woo gitmişken kimse ondan kendisinde olmasını bekleyemezdi.
Arkasından denilenleri umursamadı ve lunaparkın ucundaki atlıkarıncaya doğru yürüdü. Gözleri hiçbir şey görmüyordu. Tek bir kişiye odaklanmıştı.
"Kim Mingyu!" bağırışı boğazını ateş gibi yakıp tahriş edecek derecede yüksekti. Öyle ki yüksek sesli bir müzik olmasına rağmen mingyu ve yanındakiler ona dönmüştü. Hiç kimse o an bir şeyi anlamlandıramazken jisoo seri bir hareketle mingyunun yanına gelmişti elindeki bıçağı havaya kaldırarak omzuna geçirecekti ki ne zaman geldiğini anlamadığı haein jisoonun havada olan kolunu mingyunun önüne geçerek tutmuş ve durdurmuştu.
Jisoo şu anda mingyudan daha fazla öfkeli olduğu gözlerle göz göze geldiğinde tüm bedeninin cayır cayır yandığını hissediyordu. Rosè korkuyla bağırmış lalisa mingyuyu arkasında almıştı o karmaşada. Çevrelerindeki insanlardanda çığlık sesleri gelmişti.
Jisoo nefretle baktı haeinin gözlerine. Ona karşı direnemeyeceğini anlayıncada elini sertçe çekti.
"Jisoo napıyorsun? Tanrı aşkına ji wooyu korkutacaksın" diyen rosèye döndü öfkeli gözleri. "Yok! Ji woo yok! gitti" herkes o anda şaşırırken haein "ne demek gitti?" dediğinde jisoo bıçağı yere atmış ardından sertçe haeinin yüzüne tokat atmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rosè şaşkınlıkla onlara doğru bir adım attı."Yalancı! Bana ve ji wooya yalan söyledin, velayet bende dedin! Kandırdın bizi" gözleri mingyuya döndü. "Kandırdınız bizi. Senin yüzünden lunaparka geldik sende yardım ettin onlara" gözleri dolan mingyu kafasını iki yana hızla salladı. Tokatın etkisinden çok jisoonun ona yalancı demesinin etkisinde olan haein konuşamazken jaehyun jisoonun kolundan tuttu. "Jisoo sakinleş kim aldı ji wooyu" kolunu sertçe çekti jisoo.
