eight

258 33 27
                                    

CESARET

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

CESARET

Kim Jisoo;

Hızlı adımlarım büyük şehirdeki insanların telaşından bile fazlaydı. Gergindim. Tuhaf duygularla doluydum. Kendimi her zaman tanıdığımı sanardım fakat artık sadece bir sanı gibiydi bu düşünce. İlgisiz olduğum hayat artık beni ufacık bir mimik hareketine bile dikkat kesilmeye zorlamıştı. Ya da ben seçmiştim, bilmiyordum. Seçtiğimizi sandığımız seçenekler bile başkalarının bize bunları sunmasıyla gerçekleşiyordu. Hiçbir zaman kendi seçimimizi yapmıyormuşuz gibi.

Restorana girdiğimde kapıya asılı olan zil geldiğimi haber vermek için çalmıştı. Büyük restoranın boş olduğundan mıdır bilmem gözlerim direkt bulmuştu onu. Uzakta olsamda gülümsedim. O ise sadece beni izliyordu. Kapıdan uzaklaşıp ona doğru yürümeye başladığımda etrafta korumalarının olmamasıda şaşırtmıştı beni. Üstelik restoran bomboştu. Ve ben bunun tesadüf olmadığını biliyordum. Sonunda masaya yaklaştığımda o da ayaklandı.

"Hoş geldin" diyerek bana elini uzattı. Ona uzatacağım elim birazdan onun avucunun arasında olacağını hissettiği gibi titredi. Hissettiğim bu duygular bana suçluymuşum gibi de hissetiriyordu. Genel anlamda hissettiğim tüm güzel duygular bana böyle hissettirirdi. Bir suçlu gibi. Güzel.bir duyguyu tatmak bana yasakmış gibiydi.

Buluşturdum elimi onunla. Avucunda yok oldu elim. Birkaç saniye ikimizde elimize baktık ardından ben yavaşça çektim elimi. O da havadaki eliyle ilk benim oturmam için işaret verdi. Oturdum. "Geciktiğim için üzgünüm işim biraz uzun sürdü"

"Sorun değil anlıyorum. Sanırım otopsi yapıyordun" ilgili sorusuyla kafamı salladım. "Evet bir katilin otopsi raporunu çıkartmam lazımdı"

"Zorlanmış olmalısın" dediğinde kaşlarım havaya kalktı. "Hayır tam tersi bir katili kesmek iyi hissettirdi" bana olan bakışları değişirken kendimi tutamayıp kıkırdadım. "Psikopat olduğumu düşünme" derken masadaki menüyü elime aldım. Yemeklerde gözlerimi gezdirdikten sonra konuştum.

"Düşünsende sana kızmazdım merak etme. Sonuçta yeğeninin gözünü çıkartmakla eski nişanlını da öldürmekle tehdit etmiş biriyim" gözlerim kısıldı. "Düşününce sanırım cidden biraz psikopatım" gülümedi dediğime. Konuştuğumuz  konu ilk defa sıradan sorunlardan uzaktı. Birbirimizden bahsediyorduk. Konu ne kadar benim psikopat olmam olsada konuşuyorduk işte.

"Ji woo için yaptığını anlıyorum merak etme"

"Etmiyorum" dedim net bir şekilde. Ben böyleydim. Aklıma geleni söylerdim. Cidden onun yeğeni ve nişanlısı konusundaki endişeleri umrumda değildi. Şu an ne kadar ondan etkilenmiş olsamda söz konusu ji woo olduğunda aynı şeyleri ona da yapabilirdim. "Samimi olmanı seviyorum" dediğinde kaşlarım havaya kalkmıştı. Seviyordu.

Lost | Kim JisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin