Satır arası yorumlarınızı bekliyorumm
Oyuncak Silah
Kim Jisoo;
Hâlâ az önceki yaşananların şaşkınlığıyla olduğum yerde dururken jennie bir anda önümde belirdi. "İyi misin? Umarım çok zorlamamıştır seni" dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım. "Hayır zorlamadı, beni öptü"
"Ne?" gözleri kocaman bir şekilde bağırdıktan sonra ji woo'nun uyuduğu aklına gelmiş olacak ki ardından fısıltıyla bağırdı. "Ne?" omuzlarımı silktim. "Bende bilmiyorum öptü işte" şaşkınlıkla ağzını kapattı. "Şaşırmanı anlıyorum ama" dediğimde ellerini havada salladı. "Ondan değil iki insanın birbirine bir şeyler hissedip öpüşmesi çok normal sadece burada öpüşen kişi haein olduğu için şaşkınım"
"Neden gay mi? Jennie gay biri mi öptü yoksa beni?" telaşlı sesime şaşkın surat ifadesine rağmen güldü. "Hayır gay değil sadece soohyunun elini bile tutmazdı. Kaç defa denk geldim soohyunla aralarında hrp bir fiziksel mesafe olurdu. Buna şaşırdım" telaşım yavaş yavaş söndü. Dudaklarımı keyifli bir gülümseme aldı. "Cazibeme dayanamadıysa" dediğimde koluma vurdu. "Sen çok fenasın" kıkırdadım. "E salona mı geçtiler?" diyerek haein ve taeyongu sordum. Gülümsemesi gitti. "Onlar gitti. Haein kapıyı açtığında aşırı durgundu. Daha fazla rahatsızlık vermesin diye taeyong arabaya bindirip götürdü onu"
"Nasıl? Beni öpüp hiçbir sey demeden gitti mi?" sesim sinirli ve şaşkındı. Hoş adam kişlik bozukluğu olan biriydi. Dengeli şeyler beklemek benim hatamdı. Yine de... "Gel bir oturalım" deyip kolumdna tuttu ve mutfaktaki masaya götürdü beni. "Haein, bastırılmış kişiliği ortaya çıktığında yaptığı şeyleri çoğu zaman hatırlamaz" gözlerimi yumdum. Yani beni öptüğünü hatırlamayacaktı. Saçlarımı sinirle karıştırdım. Hatırlamaması iyi miydi kötü müydü bilmiyordum fakat o güzel anları birkaç dakika önce yaşayadığım için şu an bok gibi hissediyordum. "Sikeceğim böyle işi" jennie kolumu sıvazladı. "Canını sıkma. Haein'in sana ilgisi olduğunun hepimiz farkındayız zaten diğer kişilikte o. Unutma bunu. O yüzden elbet aranızda bir şeyler olacaktır" gözlerimi kaldırdım ve ona baktım. Gözlerimde gördüğü her neyse elini anında kolumdan çekti.
"Jisoo sen" deyip sustu cümlelerini toplayamamıştı büyük ihtimalle. Ardından devam etti. "Sen haein ile ilişki yaşamak istemiyorsun" gözlerimde doğru şeyi görmüştü.
"Bana suçlayıcı bir şekilde bakma. O ji woo'nun amcası jennie bir ilişki demek ileride mutsuz olmak demek ve bu mutsuz ilişkiden en çok etkilenen ji woo olur" suçlayıcı ifadesi kayboldu. Anlayışlı bir şekilde gülümsedi.
"Jisoo her ilişki mutsuz bir şekilde bitmiyor. Devam ediyor. Kötü tecrübelere sahip olmak önündekilere şans vermemek güzel olan çok şeyden mahrum kalmak demek. Düşünsene o tren garında ji eun ve ji woo'ya şans vermeseydin şu an ji woo yan odada uyumak yerinde bir yetimhanede uyuyabilirdi. Yani canım arkadaşım bu kadar korkma" sözleri beni etkilerken dudağımı ısırdım. Ardındanda çocuk gibi itiraz eden sesimle mırıldandım. "Korkak değilim ben"
Sırtını sandalyesine yaslarken kollarını önünde birbirine bağladı. Yarım ağız gülerken konuştu. "Onu göreceğiz" gözlerimi devirip ondan çektim. Mutfak tezgahının üstündeki kahvelere kaydı gözüm. Dumanları hâlâ tütüyordu. Sıcaktı. Benim içim gibi.
❄️❄️
"Bunu daha çok sever diyorum bunu alalım" diyen seungcheolün elinde tuttuğu oyuncak silahı çekmeye çalıştım. "Çocuğu suçlu veya polis mi yapmak istiyorsun saçmalama ji woo zarif bir kişiliğe sahip" kaşları çatılırken silahı kendine doğru çekmeye çalıştı. "Hah! Benim zarif bir kişiliğim yok mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost | Kim Jisoo
Fanfic"Yaşadığım zor şeyleri sırtımda hep bir kambur olarak görürdüm. Canımı yakan, her geçen gün daha da ağırlaşan, nefesimi kesen, adımlarımı yavaşlatan bir kambur. Hayatıma giren iki kişiyle fark ettim gerçeği. Bir kambur olarak gördüğüm acılarım aslın...