8

2.9K 221 26
                                    

 
    Ay'in  tam tepede olduğu saatlerde jimin, yanında ki konuşma sayesinde gözlerini açmışti.

"Jimin'in namjoonla ne gibi bir ilişkisi var?"

"Abisi? Namjoonun kardeşi olmadığını sanıyordum"

"Bana park'ın hayatını detaylıca,ne var ne yok hepsini öğrenip geliyorsun. Bildiğim şeyleri getirme"

Yatağın içinde doğrulandı beden yanında sandelyede oturan iri cüsseli, oldukça pürüzsüz ve kusursuz,ayriyeten beyaz duran yüzün sahibine baktı.

"Bana sorsaydin daha detaylı anlatırdım"

Jungkook ise jimine doğru dönmüş, yüzünü inceliyordu.

"S!keyim. Ne biçim vurdular öyle?"

"Kalkma yat"

"Aa olur mu öyle şey,yoksa bay jeon kafamda bir boşluk açar"

Jungkook kaşlarını çatmış, ayağa kalkmıştı.

"Benim sıram demiştin jeon. Neyin sırası?"

"Bunu sana söylemek bana ne kazandıracak?"

"Beni?"

"Bir şey kazandırmıyormus"

Belki biraz alınmıştı jimin. Nedendir bilinmez ama jungkook bir anda güzel gözükmüstü gözüne. Kafasını tekrar yatağa çevirmiş,eğmişti.

"Peki..."

"Bana bak park"

Jimin omuz silkmiş, yorganı üzerine çekmişti.

"Bana bak jimin"

Jimin ısrarla bakmamaya çalışırken jungkook yorganı kaldırmış elini jimin'in yüzüne koymuştu.

"Sana kendimden bahsetmek istiyorum park ama bana güven vermiyorsun. Seni sevmek istediğim zamanı hatırlıyor musun? Ben,beni öldürmek isteyen birini sevmeye hazırım park"

Jimin ne derse jungkook'un fikrini curutebilir bilmiyordu. O sevilecek biri değildi. Kimse onu sevmezdi ki. Abi dediği adam bile onu öldürmek için tehdit etmişti lakin, öldürmesi gereken adam onu sevmek istediğini söylüyordu. Ne kaybederdi birazda jeonun tarafında olsa...

Hafifçe yatağından kalkıp jeonun ensesinden tutup dudaklarına çekti. Yapabildiği en iyi şey buydu. Jeonun dudaklarını ıslattıktan hemen sonra geri çekilerek, aşikar olduğu irislere baktı.

"Beni sevmen sadece zaman kaybı olacak. Lakin sana yardım edebilirim jeon"

"Yardım?"

"Sana herşeyi anlatacağım lakin bana söz vermen lazım"

"Ne konuda?"

"Zamanı geldiğinde söylerim"

"Zamanı bekliyor olacağım park"

Jungkook minigi ardında bırakarak odadan çıkmıştı. Jimin'in elleri titrmeye başladığı anda derince nefes almaya çalıştı. Ne yapacaktı şimdi? Onu öldürmesi lazımdı yoksa canından olacaktı. Lakin onu öldürürse vicdan azabından kendi ölecekti. "Zaman" dedi jimin. Yineledi, tekrarladı. Sanırım bu kendini avutma şekliydi.

Biraz daha yatağın içinde durduktan sonra,merdivenlerden aşağıya indi. Belki şuan da yapabileceği en iyi şey onu yansıtan sanatiydi. Masada oturan jeonu görmeden bahçeye çıkmıştı. Soğuktu hava, esen rüzgar ağaçların ses yapmasını saglarken jimin telefonundan açtığı müzik ile esen rüzgarın etkisi ile içinden ne geçiyorsa yansıtmaya başlamıştı.

in pain | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin