14

2.1K 175 58
                                    

"2 kilo elmaya 20 tl mi? Neyiz biz,banka mi?"

"Abicim almayacaksan kalabalık yapma"

"Bana şekil yapma. Milletin gotunde kıl bırakmayana kadar soyacaksiniz herhalde"

"Kardeşim hadi işine"

Jimin ayağı ile tezgahi tutan taşa vurmuştu. Tezgahta ki elmalar yere dökülünce jimin durmadan koşmaya başlamıştı. Böyle mutluydu aslında. Hiç Bir tasa yoktu aklında. Sadece bazen Jungkook'u düşünüp ne halde olduğunu sorguluyordu.

Koşarken ayağı taşa takilan jimin kendi kendine garip sesler çıkarıp dusmeyi bekliyordu ki çarparak durduğu beden onu tutmuştu. Yavaşça gözlerini açarak olduğu yere baktı.

"Woah~ Cidden"

Geri çekilerek önce arkasına sonra ise çarptığı bedene baktı. Aslında tanıyabilirdi, şaşırmıştı ama belli etmekte istemiyordu.

"Uzun zaman oldu jimin"

"Gerçekten de uzun zaman oldu taehyung"

Taehyung jimini özlemişti yalan söyleyemezdi. Onun evde ki halleri hoşuna gidiyordu taehyung'un. Kızdığı zaman ki halleri ya da şebeklik yaptığı hâlleri de hoşuna gidiyordu. Birşeylere yardım etmeye çalışması da etkilemişti. Zaten jimin gittiğinden beri hiçbir şey yolunda gitmiyordu.

Jimin taehyung'u arkasına alarak yokuştan yukarıya,eve doğru çıkmaya başlamıştı. Elinde ki poşetler ağırdı ama taşıyabilirdi. Lakin taehyung buna izin vermemiş poşetleri almaya çalışmıştı.

"Ben taşırım. Yolu göster"

"Taşıyordum"

"Taşımıyordun. Kaldırmaya çalışıyordun"

"Götüm. İyi taşı"

Açık olan kapıdan içeri girerek önce ayakkabılarını çıkardı. Sonra poşetleri alarak mutfağa bıraktı. Taehyung ise jimin'in yaptıklarını yapıyordu. Ayakkabilarini çıkartıp,salona geçti. Ellerini kurulayarak gelen minik bedene kafasını çevirdi.

"Burası benim evim olmadığı için bir şey ikram edemiyorum. Kusura bakma"

"Hayır önemli değil. Sorun yok"

"Pekâlâ"

Taehyungun karşı koltuğuna oturup,ellerini koltuğun kenarına koydu.

"Nasılsın jimin?"

"İyiyim,ya sen?"

"Ben de iyiyim ama... jungkook iyi değil"

"Neden?"

Bu soruyu sorarken endişesi sesi ve yüzünden okunuyordu miniğin.

"O... Sanırım seni özlüyor jimin"

"Hah! En son inanacagim şey bu olurdu taehyung"

"Her gece senin odanda sabahliyor. Bazen sarhoş olup sadece kapıya bakıyor geri gelirsin diye"

Sertçe yutkunmustu jimin. Kabul edemezdi bunu.

"Beni özlemesi için bir sebep yokken yalana da gerek yok"

"Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun jimin?"

"O evli taehyung. Karısı ile vakit geçirmesi gereken yerde beni özlemeye nasıl vakit buluyor? Onun gizli ve özel işleri varken beni önemseyecek zamanı nerden buluyor?"

Susuyordu taehyung. Görev için geldiği bu yerde jimin ile karşılaşmak şaşırtmıştı elbette ama ne diyeceğini bilemiyordu işte. Bazen susmak en iyi cevaptır derler lakin taehyung sustukça jimin acı çekiyordu. Aksini iddia etmesi lazımdı. Öyle değil demesi lazımdı ama taehyung susmayı seçmişti...

in pain | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin