⠀⠀
⠀⠀Yatakta tek kalmıştı jimin o gece. Jungkook gideli ise 1 ay olmuştu. Jimin 1 aydır jungkookdan haber alamıyor, ulaşamıyordu. Herşey güzeldi o gece. İkiside birbirlerini tatmin ederken jungkook'un gideceği jimin'in aklına gelmemişti.Merdivenlerden aşağıya inen jimin,her gün aynı koltukta oturan bedene seslendi. 1 aydır ikisi vardı. Sadece taehyung ve jimin vardı.
"Taehyung...bir haber var mı?"
Koltukta ki beden yavaşça kafasını jimine çevirdi. Hafifçe tebessüm ederek başını olumsuz anlamda salladı.
"Maalesef"
"Taehyung ben kafayı yemek uzereyim. 1 aydır yok,ya bir şey olduysa?"
"Sus jimin. Öyle deme nolur. Bende Endişeleniyorum. Bende kafayı yemek üzereyim. Ne yapsam bulamıyorum"
Taehyung ellerini yüzüne kapatmış, iç çekmeye başlamıştı. Jimin ne yapsa rahatlatirdi bilmiyordu. Yavaşça yanına oturdu,ellerini dizlerine koydu. Sadece içme götürmek istemişti...
"Biraz rahatlamak ister misin?"
Taehyung, yaşlı gözleri ile jimini onaylamış gözyaşlarını silmişti. Hafif tebessüm ederek konuşmaya başladı.
"Sen kötü insan değilsin jimin?"
"Bu kanıya nasil vardın?"
"Hangi insan,gece boyunca saatlerce öldürmek istediği insanı kurtarmak için arar ki?..."
"Ben,ben senin için uğraşıyorum. Sen çok üzülüyorsun"
Taehyung yavaşça jimine yaklaşmış, gözlerini minik gözlere sabitlemisti.
"Kim, elleri kana bulanmış aynı zaman da bu kadar masum olabilir ki?.."
"Taehyung..."
Taehyung dudaklarini jimine yakınlaştirdigi sırada,jimin geri çekilmek istedi. Taehyung ile böyle bir şey hayal bile etmemişti. Lakin taehyung geri çekilmesine izin vermemişti.
"Bu doğru değil"
Diye yinelemişti minik beden. Taehyungsa ne yaptığını bilmez bir şekilde jimini istiyordu. Ondan daha fazlasını istiyordu. Yaptığı yanlış farkındaydı. Kafası dolu iken ne ile bosaltacagini bilmiyordu.
Jimin daha da geri giderken taehyung çoktan jimin'in dudaklarına degdirmişti dudaklarını. Jimin sadece bekledi. Onu öpmüyordu, öpmeyecekti. Çünkü taehyung böyle biri değildi. Jimin sakince ona değen dudaklara izin verdi. Zaten ardından da dudaklarında ıslaklık hissetmişti. Yine ağlıyordu işte...
"Uyuman gerek taehyung. Ben biraz dışarı çıkacağım"
"Yağmur yağıyor"
"Önemli değil"
Jimin en son ne zaman böyle olduğunu düşünüyordu. Büyüğü bulması lazımdı ama niçin? Niçin onu görememek onu bu kadar acıya sürüklüyordu ki?
Hava soğuk değildi sadece yağıyordu işte. Kapının kenarında bulunan sporlar ayakkabılarını giyip, şemsiyeyi eline aldı. Gri salaş uzun kollu ve maskülen tarzı eşofmanı ile boş sokakta sadece yürüdü. Burdan sonrası ormandi. Daha gidecek yeri yoktu.
Yüksek bulduğu kayaya çıktı,oturdu. Burdan bütün busan gözüküyordu. Gecenin ışığı heryeri parlaktirlen jimin karanlıktı. 1 saat kadar aynı yerde yağmurun altında durarak ayağa kalktı. Bulması lazımdı jeonu.
Bulduğu zaman da onu öldürecekti. Onun bırakıp gittiği için öldürecekti.Şemsiyesini alıp, şehire doğru inmeye başladı. Burnu da üşümüştu soğuktan. Kaldırımin üzerinden yürürken,arabalar hızlı hızlı geçiyordu. Yarım saat yürüdü. Daha da yürüyebilirdi. Ayakları onu nereye götürüyorsa yürüyecekti ki aşina olduğu o yere gelmişti. Evine. Ama evinde ışıklar yanıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
in pain | jikook
Fanfiction"Seni benim yapana kadar takip edeceğim" -silah kaçakçılığı yapan jungkook'un katıldığı partide jimin garson olarak çalışıyordu. Jungkook'un hoşuna giden jimin'in dans etmek gibi bir hobisi vardı ki jungkook'un saklanmak için girdiği opera sah...