9

2.6K 207 53
                                    

         O gece ki silah sesi bütün ormanın yankı yapmasına sebep olmuştu. Aslında jungkook,jiminde ne bulduğunu hala anlam veremiyordu. O çocukta bir şeyler olduğunu daha öncesinde,namjoonun yanında  gördüğünde sezmişti. Özgüveni, bakışları, kalçaları herşeyi ile dikkat çekerken bu çocuğun normal, sıradan olmadığını anlamıştı. Amacı onun bu yönünü ortaya çıkarmakti ki çıkarmıştı. Artık park jimin'in kim olduğunu detaylıca biliyordu.

"Park jimin
22 yaşında,12 yaşında yetimhaneye yerleşip 15 yaşında alınmış. 20 yaşında kadar zorlu öğrenimlere tabi tutularak paralı asker olmak üzere gizli askerlik yapmış. Bir çok sabıkası olmasına rağmen arananlar listesinde değil. Jungkook'un işbirliği yapacak üzere anlaşma yaptığı adamların hepsi de jimin tarafından öldürülmüş. Bu yüzden aradığınız adamların hepsini ölü buluyorduk. Ve jimin şuan senin yanında,onu iyi kullanman lazım jeon" 

"Farkindayim taehyung lakin jimine bu emirleri veren namjoondan başkası"

"Nasıl yani? Kim olabilir diyorsun?"

"Bunu da bize jimin söyleyecek. Ha jimin?"

"Aman be,hemen de gör. Woah, çok güzel uyumuşum ama gözlerim birde dudaklarım acıyor. Dışarıda yağmur yağıyor gördünüz mü?"

"Dinliyorum"

"Mendebur. Peki anlatıyorum. Tek seferde anlatacağım. Tekrar etmem"

Jimin koltuğa iyice yerleşmiş ellerini ensesine koymuş,derince soluklanmisti. Taehyung ise jimin'in yan koltuğuna oturmuş pür dikkat minigin ağzından çıkacak kelimelere odaklanmıştı.

"Beni en başta nerede gördüysen hepsi bir oyundu. O parti, namjoonun yumruğu veya ceketin. Herşey seni avucuma alıp namjoona götürmekti. Evine ilk geldiğim gün,heryere kamera yerleştirerek başladım işe. Bak hatta,hala orda duruyor. Daha sonrasında o gün happy hallowen dan sonra namjoon beni kaçırmıştı. Seni öldürmem için beni tehdit etti. Bende baktım çıkarım yok yapmam dedim. Sonra üstte ki adam ne istersem yapabileceğimi söylemiş. Bende kabul ettim,sonra bir güzel dayak yedikten sonra buraya geldim"

"Üst kim?"

"O kadarı beni bağlamaz. Bilmiyorum kim"

"Jimin bak, jungkook'un hayatı söz konusu. Lütfen, şüphelendiği biri varsa herkes olabilir. Yeter ki bize isim ver"

"Sen jungkooka aşık mısın?"

"Hayır?"

"O kendi için bu kadar endişelenmezken sen ne diye bu kadar korumacisin?"

"Çünkü ben onu abisiyim. Kardeşimi korumak beni görevim değil mi?"

"Bir dakika,siz abi kardeş mısıniz? Woah,bana arkadaşiz demiştin. Sende yalan söylemeyi seviyorsun"

"Yeter!"

Jungkook'un celallice kalktığı koltuk yerinden oynamıştı. Sınırlı gözlerle jimine bakarak konuştu.

"Daha fazla burda durma git"

"Ben ne yaptım şimdi?"

"Sana git dedim!"

"Sen bana emir veremezsin"

"Jimin sabrım tükeniyor. Elimden kaza çıkmadan defol git"

"Hadi ya,kazaymis. Cümrün kadar yaktığın yerden ne yapabilirsin bana?"

Jiminin kaşları havalanirken jungkook taehyungu dışarı çıkarmış jiminin kolundan tutup odasının alt katına götürmüştü. Oldukça sessiz ve karanlık olan bu zindan tarzı oda da ışıklar yerine meşaleler vardı.

in pain | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin